Ünal Bey kendinizden biraz bahseder misiniz?
Merhaba hoş geldiniz ben Ünal Ünaldı. 1979 yılında Ankara’da doğdum. 1996 yılında Ankara’da Fen lisesinden mezun olduktan sonra Kocaeli Üniversitesi inşaat Mühendisliği Fakültesini bitirdim. 2001 yılında iş hayatına atıldım. 22 yıldır da otomotiv sektöründe çeşitli görevlerde iştigal ettim. 2009 yılından bu yana da İstanbul’da yaşıyorum. RS servisin genel merkezini İstanbul’a taşıdıktan sonra ailem ile birlikte İstanbul’a yerleştik ve artık İstanbullu olduk diyebiliriz.
Şehirleri kıyaslarsanız İstanbul’daki iş potansiyeli, Ankara’daki iş potansiyeline göre daha fazla mı?
İstanbul’a geliş nedenim RS servis ile ilgili büyük hayallerimin olmasıydı. Bu hayallerimi gerçekleştirmek için sigorta şirketlerinin genel merkezi burada olduğu için sürekli temas halinde olmak ve projeler geliştirmek maksadı ile evimi, ailemi, genel merkezimi, RS servisi komple İstanbul’a taşıdım. Ankara ile İstanbul arasında küçük görünen büyük farklar var. Evet ikisi de büyük şehir ama Ankara büyük görünen küçük bir şehir. Ankara’da herkes birbirini tanır. O yüzden Ankara’da kalite çok önemlidir. En ufak kalite hatası bir anda tüm Ankara’da duyulabilir ve müşterinizi kaybedebilirsiniz. İstanbul daha kozmopolit, bunun duyulması çok zor. Daha az müşteri kaybetme riskiniz var. Kalite o yüzden Ankara’daki kadar aslında önem görmüyor gibi hissediyorum. İstanbul Ankara arası ticarette de farklılıklar var. İstanbul daha zor ama daha geliri yüksek, daha çok iş hacmi var. Riskleri daha az, fırsatlar daha çok. Ankara’da belli bir tempoda devam edersiniz ama İstanbul’da sınır yok her zaman önünüz açıktır.
RS otomotiv grubun 2022 yılı nasıl geçti? 2023 yılının ilk yarısına dair hedeflerinizin ne kadarını gerçekleştirebildiniz?
2022 yılı herhalde son 10 yılın en yoğun yılıydı. TUR ASSIST ‘i satın almasını zaten biliyorsunuz. Bünyemize asistans şirketin, Hele ki TUR ASSIST ’in katılması hem yoğunluğumuzu hem de hacmimizi 2 katı arttırdı. Bunun yanında met tekniği 2022’nin son çeyreğinde bünyemize kattık. Grup şirketlerinin eğitimi aynı zamanda diğer servislerin eğitim ve ekipman satışı ile ilgili met teknikte bizim sektörümüzde bilinen bir marka. Bmw, Hyundai gibi distribütörlerin kaporta eğitimlerini veren bir firmaydı. En sonunda onları da bünyemize katınca biraz daha yoğunluğumuz artmış oldu. 2023’ün ilk çeyreği de 7 grup şirketimizin entegrasyonu ile daha çok geçti ve bu enflasyonis ortamdaki yeni fiyatlamalarla daha çok vakit kaybettik. Ama 2. Çeyrek güzel beklentilerimiz var.
Yeni bir alanda yeni bir ürün sunacak mısınız? En son çıkardığınız bir ürününüz vardı? O ürününüzden biraz bahseder misiniz?
Grup olarak sigorta sektörüne yeni ürünler, yeni hizmetler vermek istiyoruz. Bununla ilgilide bomba bir ürün Bakımlı kasko geliyor. Bakımlı kasko, kasko teminatının yanında arıza teminatı, mekanik bakım onarım ve oto yıkama gibi aracın diğer hizmetlerini de bünyesinde barındıran bir police ürün. Birçok sigorta şirketi ile şuanda görüşme halindeyiz ve bakımlı kasko yakında acentelerde inşallah müşterilerimize sunuluyor olacak. Arıza teminatı neden arıza teminatı? Garantiliotoservis.com yani garantili satış sonrası hizmetleri a.ş. diye bir şirketimiz var. Türkiye’de 350’nin üzerinde servisle TSE belgeli mekanik bakım onarımlı, garantili hizmet veriyoruz. Aynı zamanda RS servis networkumuz var. Çekicimiz var tur assıst’te. Dolayısı ile bu 4 değer bir araya geldiğinde mekanik arıza teminatını uçtan uca bütün hizmetleri verebilen bir yapıya sahip olduk. Bu sayede sigorta şirketlerine projemizi anlattık. Artık kaskoları yükselen fiyatları ile birlikte müşteri beklentilerinin arttığını, hasar yapmayan müşterilerin en azından arıza, mekanik bakım, onarım, oto yıkama gibi hizmetlerini poliçesinin içerisine alması gerektiğini, buraya başvuru yapan müşterilerimizden deneyimlediğimizden anlattık. Onlarda çok olumlu buldular. Şuanda birçok sigorta şirketinde ürün çalışılıyor. Çok yakında markete, hizmete sunmuş olacağız.
Kahramanmaraş’ta ve diğer illerde maalesef yaşadığımız, hepimizi derinden etkileyen depremlerle beraber sigortanın ne kadar önemli ve gerekli olduğu görüldü. Bu noktada sizce doğal afetlere karşı sigorta nasıl bir yol üstleniyor?
Doğal afetlerde sigortaya ülke insanımız çok önem vermiyor. Aslında sigortanın bana göre 1.sıraya konulması gereken teminatlarından bir tanesi doğal afet. Çok müşterimiz oldu, arabamı çok iyi kullanıyorum, benim kaskoya ihtiyacım yok diyen. Ama arabası sele kapılan, dolu hasarına maruz kalan, yangına maruz kalan, hırsızlığa maruz kalan birçok müşterimiz var ve bunu başlarına gelince anlıyorlar. Kaskoyu sadece kaza gibi, çarpışma gibi, hasar gibi düşünüyordum. Hiç doğal afet aklıma gelmemişti diyen yüzlerce müşterimiz oldu. Urfa’da, Antalya’da sel. Orda çamura kapılanlar, suya kapılan araçlar geldi. 2017’de İstanbul’a dolu yağdı ve 60 binin üzerinde araç hasar aldı. Yine bir doğal afette poliçesiz kalmanın bedeli ağır ödendi. Aynısını depremde yaşadık. Dask poliçelerinin olmaması, olup eksik olması, metrekarelerinin düşük olması. Yani artık sigorta konusunda gerçekten ülkemizin bilinçlenmesi gerekiyor. Doğal afetlerin olduğu bir ülkedeyiz. Bu nedenle kesinlikle doğal afetle ilgili teminatları ihmal etmememiz gerekiyor. Biz deprem bölgesine ne yaptık? Tabiki çok fazla dillendirmek istemedik. Bir elin verdiğini öbür el bilmemeli. Ama geçmiş deprem tecrübemle ben Kocaeli üniversitesinde okudum. Düzce depremine bizzat gittim. Orada bir şeyler yapmaya, yardım etmeye çalıştım. Oradaki ihtiyaçları çok iyi biliyordum. Düzce depreminde Kocaeli’den arkadaşlarımla bir buçuk saat dolmadan ulaşmıştım. İlk gün yurtdışında bir panele konuşmacı olarak davetliydim ve yurtdışındaydım deprem olduğu gün. Aynı gün ekip arkadaşlarımı arayarak depoda ne kadar ekip çalışanlarımız için polar varsa boğazlık, bere hepsinin deprem bölgesine acilen transfer araçlarımıza yüklenip gönderilmesini talep ettim. Ekip arkadaşlarım şaşırdı. Yani RS servis yazan bir mont oraya gönderilir mi? Evet gönderilir. Ben bunu Düzce’de yaşadım. İnsanlar inanın 1.gün 2.gün yemek aramıyorlar. Orada en büyük problem soğuk hava. Ben onu Düzce’de o soğuk havayı yaşadığım için aklıma hemen o polar montlarımız geldi ve 2 minibüs polar mont, atkı, bere gönderdik. Burada şeye takılmadık. Logolu bir ürün orada nasıl olur. Elimizde o vardı, ilk aklımıza da o geldi gönderdik ve çok dua aldık. Gerçekten o soğukta insanlar montunu, ceketini almadan enkazın dışına kendini attığı için gerçekten çok beğenildi. Sonrasında kendimiz bölgeyi ziyaret ettik ve tur assıst olarak oradaki hizmet sağlayıcılarımızın, çekicilerimizin, paydaşlarımızın ne kadar önemli bir görev üstlendiğini gördük. Ve bundan sonra yaşanacak depremler için bizde kendimize bir afet planı hazırlama kararı aldık. Neydi bu karar? Tur assıst’in çalışma hayatına devam etmesi için bir dizi asır hayatı var ama yardım için bir planı yoktu. Şimdi arkadaşlarım onu hazırlamaya başladılar. Bu 6 şubat depremi bize şunu öğretti. O bölgedeki tur assıst’le çalışan bütün çekiciler, vinçler lazım oldu. Ne için lazım oldu? Vinçler, kamyon çeken vinçler özellikle bu ağır beton parçalarının bloklarının hareket ettirilmesi, kaldırılması. çekicilerimizin hasarlı araçları acilen bölgeden kaldırıp bir arsaya toplamaları, afad’ın önünü açmaları. Birçok konuda değerli destekleri oldu. Bu vinçlerin ve çekicilerin bu hizmeti veriyor olması afadı inanılmaz rahatlattı. Hatta ilk gün şöyle bir şey olmuş. Afad bölgeye geldiğinde bizim çalıştığımız çekiciler ve vinçlere el koyduğunu ilan etmiş. Bizim partnerlerimizde el koymanıza gerek yok zaten bunları kullanacak olanda bizleriz. Siz nerede, ne yardımı istiyorsanız söyleyin biz ücretsiz yapacağız diye orada afada çok büyük katkıları oldu. O gün şunu farkettik. Bir deprem olduğunda biz Türkiye’deki bütün vinçleri o bölgeye toplayabilirmişiz. Bunu farketmemiştik ve şuan onu farkettik ve bu afet planını yazdık. Allah korusun bir daha böyle bir deprem yaşandığında en yakın illerde, hangi ilde ne kadar vincimiz var, ne kadar çekicimiz var, ne kadar ahtapot çekici var gibi bir envanter çalışması yapıyor arkadaşlarım. Ve hangi ilde ne olursa, hangi ilden hangi ekip hangi iş makinesi ile neyi götürecek bunun planlamasını yapıyorlar. İnşallah Allah göstermesin ama bundan sonraki depremlerde çok hızlı, bu yönde aksiyon alıp vinçlerimizi tamamen deprem bölgelerine sevk edeceğiz. Biliyorsunuz ki servis merkezlerimiz genellikle büyük alanlar, büyük metre karelere sahip. Kahraman Maraş’taki RS servis bayimizi bir yardım toplama merkezine depo olarak tahsis ettik. Bütün yardımlarımızı bizde RS servis bayilerinden topladığımız yardımları o depoya aktardık. O depodan da dağıtımlarını gerçekleştirdik. Dolayısı ile çok daha hızlı yardımları ulaştırabildik ve yardım derneklerinden de bu konuda çok iyi övgüler aldık. Sağ olsunlar hem depoyu kullandılar hem de burada nakliye konusunda faydamız dokundu onlara. Elimizden ne geliyorsa bütün imkanlarımızı seferber ettik. Ama dediğim gibi afet planımızla bundan sonra daha organize, daha bilinçli, daha hızlı inşallah Allah göstermesin yine söylüyorum. Ama planlarımızda hazır olmalı. Böyle durumlarda hızlı aksiyona geçebilmeliyiz.
Rakipleriniz ile kıyasladığınızda sektördeki rekabet avantajlarınız nelerdir?
Rekabet avantajımız evet rakip firmalarımıza göre yüksek. Neden yüksek? 7 grup şirketimiz var. Bunların birbirine olan faydaları , müşteri paylaşımları ,teknik destekleri var. Dolayısı ile örnek veriyorum met tekniğin eğitim ve ekipmanları sağlaması, RS servise çok ciddi bir rekabet avantajı sağlıyor. Tur assıst ile kendi çekicimizi, kendi müşterimize çok hızlı gönderebiliyor olmamız her daim müşteri memnuniyetimizi arttırıyor gibi birçok 7 grup şirketimizin entegrasyonunun avantajını yaşıyoruz. Ama en büyük avantajımız nedir diye sorarsanız, bugüne kadar sektörden kazandığımız her kuruşu biz işimize yatırdık ve tekrar sektörün hizmetine sunduk. Ve sektörle olan paylaşlığımız, çalışma hacmimiz her geçen gün arttı. Artan hacmimizle bize yine rekabette bir güç sağlamış oldu. ama bunu rekabette güç sağlasın diye mi yaptık? Hayır. İçimden gelen bir şeydi. Yatırım yapmayı seviyorum. İşimi seviyorum. Sektörümü seviyorum. Bu sektörden ekmek yedim bu nedenle de bugüne kadar kazandığım her parayı da bu sektör için tekrar yatırıma dönüştürdüm.
Dolu hasarları denince akla ilk RS Otomotiv geliyor. Biraz bundan bahsedelim.
Dolu hasarları deyince evet akla ilk RS geliyor. Neden? 2017 yılında İstanbul’da yaşanan dolu fırtınası sonrası Türkiye’de en çok belki de dolu hasar onarımı yapmış firma olduk. O gün 2 tane dolu onarım merkezini 7 gün içerisinde hayata geçirmemiz sektörde fark yarattı. Dolayısı ile hem araç sayısında hem de sigorta şirketlerinin problemini çözme konusunda ciddi bir ilerleme sağladık. Sonrada biliyorsunuz doluya özel bir sigorta ürünü çıkarttık. Dolayısı ile dolu deyince akla RS geliyor. Hatta bunu bir tık öteye taşıdık. Şu anda RS boyasız onarım diye yeni bir markamız var. Bununla ilgili 60’ın üzerinde bayilik verildi. Kimlere bayilik verildi? Boyasız göçük düzeltme konusunda uzman, bu işi yapan, bazen yolda denk gelmiştir. Göçükçü Ahmet usta, göçükçü Mehmet usta gibi biliyorsunuz firmalar çıktı. Onların düzgün olanlarını RS boyasız onarım çatısı altında birleştirdik. Yeni teknolojilerimizi, yeni ekipmanlarımızın eğitimlerini onlara verdik. Onları kurumsallaştırdık, yazılımımızı verdik. RS boyasız onarım markası adı altında bundan sonra boyasız göçük düzeltme, dolu hasar onarımı, çizik tamiri ve tuş takımı restorasyonu hizmetlerinin tamamını RS boyasız onarım franchising’leriyle sunuyor olacağız. Burada hedeflerimizden bir tanesi şuydu. 2017 yılındaki İstanbul dolusunda yurtdışından 130’a yakın teknisyen getirdik. Şimdiki hedefimiz RS boyasız onarımda eğitim verdiğimiz teknisyenlerimizi yurt dışında yaşanan bir dolu hasarında Türk teknisyenleri götürüp orada Türk teknisyenlerle Almanya’da dolu hasarı onarmak istiyoruz. İnşallah bir iki yıla kadar bu teknisyen sayısını bulunduğumuz seviyeye getirebilirsek bu projede yurt dışında hayata geçmiş olacak.
Bu servis Türkiye’nin en büyük yerlerinden bir tanesi. Vatandaşımıza yaşadığı hasar sorununu hızlı, kolay bir çözümle daha aza indirmek adına kurulmuş bir sistem. Bu noktada şirketlerin yüzü gibisiniz. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?
Yatırım yaptığımız her yerde en iyisini yapmaya çalıştık. Evet burası Türkiye’nin en büyük özel servisi. Ama bana göre büyüklük binada değil işte dediğiniz gibi biraz evvel banka sistemi gibi sıra alınması, müşterinin beklerken diğer müşteri öncemi geldi diye tereddüt etmemesi.Tabi bunların hepsi bir yatırım maliyeti. Ama bunların hepsi müşterinin memnuniyeti için yapıldı. Neden bu kadar ciddi yatırımlar yapıyoruz? Neden bu kadar yenilikleri takip edip boyasız göçük düzeltmedeki, yeni ekipmanlar globaldeki bu uygulamaları yapıyoruz? Tek amacımız var, kendimizi geliştirmek. Müşteriye daha iyi hizmet sunmak yani RS boyasız onarımdan bir örnek vermek isterim. Bugün burada birçok müşterimiz mini onarım için geliyor. Eskiden çizik tamiri hizmetimiz yokken boyayı, çiziği lokal açıp boyuyorduk. Şimdi ekspertiz firmamız var o tarafı da görüyoruz. Lokal bile olsa biliyorsunuz mr cihazımız var. Hemen boyayı yakalıyor. Burada bir lokal işlemi uygulanmış. Şimdi biz bunu RS oto ekspertizde alıcıya raporladığımız anda alıcı soru işeretleri yaşıyor. Yani bu araba boyanmış alsam mı almasam mı gibi. Dolayısı ile mini onarımda ekibime şöyle bir talimat verdim. Maltepe’de bundan sonra başvuran müşterilere, çizik olan müşterilere hemen bunu açacağız lokal boyayacağız demeyin, çizik tamirini önerin. RS boyasız onarımda uyguladığımız çizik tamirini şu anda mini onarımda müşterilerimize uygulamaya başladık. Bu bize ne sağladı. %100 müşteri memnuniyetini sağladı. Eskiden boyuyorduk 3 gün mutlaka atölyemizde mini onarım hizmetimize tabii oluyordu. Ama şimdi sabah erken bırakırsa aynı gün akşamına arabasını veriyoruz bu 1 arabası yatmıyor müşterinin. Lokal açıp boyadığımız yer ekspertizde tespit edilip alıcıya izah ediliyordu. Şimdi çizik tamirinde ekspertizde çizik tamiri belli olmadığı için alıcı parça boyanmadığı için gönül rahatlığı ile alıyor. Değer kaybı oluşmuyor. 3. Hizmette renk tonu problemi boyadığınızda çıkabilir. Burada öyle bir ihtimal yok. Ve müşteriler artık araçlarında boya istemiyorlar. Genelde bize başvurduklarında, göçük için bile geldiklerinde bir bakar mısınız? Boyasız onarılır mı? Eğer boyasız onarılırsa bırakayım. Boyattırmak istemiyorum diyen çok sayıda müşterimiz var. O yüzden artık RS boyasız onarımı ben yeni nesil mini onarım olarak tabir ediyorum. Eski nesil mini onarım yani 20 senelik bir mini onarım sözleşmesinden bahsediyoruz. 20 senedir aynı teminatları veriyoruz. Ve gerçekten müşteriyi takip ettiğimizde artık bu mini onarım sisteminden tatmin olmadığını, çizik tamiri istediğini, daha büyük göçüklerde boyasız göçük düzeltme istediğini görüyoruz ve kendimizi geliştirip yeniliyoruz. Şimdi yeni nesil mini onarım RS boyasız onarımda sigorta şirketleri ile anlaşmaya başladı. Bu yılın sonuna kadar tüm sigorta şirketleriyle RS boyasız onarımda anlaşmaları tamamlamış olacağız. Sonrasında 2024 yılı için artık mini onarım hizmetinin tamamen başkalaşacağını düşünüyoruz.
Kasko hakkında düşünceleriniz neler?
Yani Türkiye çapında 3 ayrı markada 200’ün üzerinde servisimiz var. Çekicimiz var 800’ün üzerinde. Birçok hizmet alanımız var. Maliyetler benim için en düşük durumda. Buna rağmen RS’de kayıtlı bütün arabalarımız kaskolu. Yani servisim var, çekicim var, teknisyen yani her şeyimiz var. Ama arabalarımız kaskolu. Neden? Türkiye’de bu işi en ucuza ben kendime mal edebilecekken arabama kasko yaptırıyorum. Ya kasko sadece sizin kaza riskinizi kaldırmaz. Biraz evvel konuştuğumuz gibi doğal afet riski var. Dolu yağabilir. Bugün yedek parçalar çok pahalı. Özellikle farlar, tamponlar bunlar tamir edilebilir parçalar ama gerçekten çok pahalı parçalar. Teminatsız gezmek gerçekten büyük bir risk. Bir servis sahibi, bir asistan şirketi sahibi, bir ekspertiz şirketi sahibi olarak önerebileceğim en iyi şey kasko yapılması.
Penetrasyon oranı düşük. Bunun arttırılması için önerileriniz var mı?
Evet penetrasyonu kesinlikle artıyor olması lazım. Penetrasyon artarsa aslında kasko fiyatları da mutlaka aşağıya inecektir. Doğal afetler özellikle bu tarafta paylaşılması gereken bir risk. Penetrasyonun artması için aslında biraz evvel söylediğim arıza teminatı bakımlı kasko gibi ürünlerin çıkması lazım. Sigortalılar hasar olmadığı anda parasını boşa verdiğini düşünmemeli ve arıza riskinide bertaraf etmeli. Artık arızada gidermek için büyük meblalar tutuyor. Örneğin bakıma geldiğinde kaskolu olmanın avantajlarını yaşayabilmeli. Ya indirim almalı, ya da bizim bakımlı kasko projesinde bizim tasarladığımız gibi hiç işçilik ödemeden arabasının bakımını yaptırabilmeli. Arabasını yıkamaya götürdüğünde ya indirimden faydalanmalı yada ücretsiz yıkatmalı gibi birçok yan hizmeti kaskoların içine emmet etmeliyiz ve kaskoları 7 gün 24 saat kullanır hale getirmemiz lazım. Bunu yaparsak penetrasyonun artacağına çok inanıyoruz. Arıza teminatını tüm sigorta şirketlerine tavsiye ediyoruz. Burada müşterilerimizde denedik gördük. Deneyimledik, gerçekten müşterilerimiz tarafından talep edilen, arzu edilen bir ürün haline geldi. Biliyorsunuz tüzel kişi yani galericiler sattıkları arabalarda 3 ay 5 bin km garanti vermek zorunda çıkacak arızalar sebebi ile bunu da kapsamış oluyoruz. Zaten bununla ilgilide ayrı 3 ay 5 bin km, 6 ay 10 bin km, 12 ay 20 bin km galerici arkadaşlarımızın teminat altına alınabileceği 3 ayrı ürün yaptık. Bunları da sektöre yakın zamanda hızlı bir şekilde sunuyor olacağız. Dolayısı ile artık mekanik tarafı da kasko ile birleştirip, penetrasyonu arttırıp, riskleri dahada minimize edebiliriz.
Sektörde karşılaştığınız en büyük zorluklar neler?
Sektörde en çok şu zorluk ile karşılaştım. Mesleğimizin standardı yok. Dolayısı ile fiyatlama modelinde hatalar oluyor. Bugün Türkiye’nin en büyük özel servisiyiz. Buranın maliyeti ile sanayide bir dükkan’ın maliyeti çok farklı. Dolayısı ile bu farkın fiyatlara yansıması gerekiyor. Ama ülkemizde böyle bir fiyatlama modeli, standarda göre fiyatlama modeli olmadığı için biz bundan çok faydalanamıyoruz. Dolayısı ile yaptığımız bütün genel liderler bizden gitmiş oluyor. Aslında bunun artık standardizasyonunun sağlanması lazım. Yani eksper olmak için sınava giriyorsunuz. Acente olmak için segem belgesi alıyorsunuz ama hayati risk taşıyan yani 1 tane cıvatasını sıkmasam tekerleğin çıkabileceği, yolda ailenizi riske atabileceğiniz bir iş yapıyoruz ama bunun bir sınavı yok. Dolayısı ile bunun acilen servis açmak için bir standardını belirlenmesi, sınav, mesleki yeterlilik bunların zorunlu hale getirilmesi, yatırım. Bunların hepsi zorunlu hale gelirse evet bizde artık eşit rekabet ortamında daha uygun fiyatta rekabet gücümüzü korumuş oluruz. Ve müşteri artık kime nasıl gidebileceğini, hangi servisin hangi standartlara sahip olduğunu, TSE belgesi ile şeffaf bir şekilde takip edebilmeli. Bununla ilgilide bir proje yaptık aslında. Garantiliservis.com çatısı altında TSE 12047 ve TSE 13168 belgeli servisleri şu anda bir araya getiriyoruz. Projemiz eylül, ekim ayında hazır olacak. İnşallah tekrardan bir röportaj yaparız. Garantiliotoservis.com’u daha detaylı anlatırım. Ama özetle şunu söyleyebilirim. Blok muafiyet yasasına göre TSE belgeli olan servislerin araç üreticisi firmaların uygun bakım yapmaları durumunda araç garantisinin bozulmadığı kanunlarımızca belirlenmiş durumda. Ama bunu kimse bilmiyor ve TSE belgeli servisler hangileridir? Nasıl hizmet alırım? Araç üreticisinin spekleri nelerdir? Bu bilinmediği için bu güç birliğini garantiliotoserviscom çatısı altında sağlayacağız. Ve inşallah bakım onarımda garantili hizmeti Türkiye’nin her yerinde şuan da bize üye olan 375 servisle veriyor olacağız.
TOSEF ‘ten biraz bahseder misiniz?
Garantiliotoservis.com aslında TOSEF toplantılarında ortaya çıktı TOSEF biliyorsunuz tüm oto servisleri federasyonu. Bende onun kurucu başkanlığını yapıyorum. İnşallah yakın bir zamanda gençlerin önünü açacağız.Yeni başkanımızla TOSEF daha iyi yerlere gelecek. Bende garantiliotoservis.com ile TOSEF servislerinin tek bir yerden doğru bir şekilde müşteriye ulaşmasını ve iş hacimlerinin arttırılması için daha fazla çaba göstereceğim.
Kısa Kısa
İş hayatınızda en çok dikkat ettiğiniz hususlar nelerdir?
İş hayatında planlı ve kordine çalışmaya önem veririm. 7 şirket yönetmek kolay değil gerçekten çok emek ve zaman istiyor. İyi bir kordinasyon ve iyi bir ekip olmazsan bunu yapamazsınız. Bizimde çok iyi bir ekibimiz 18 kişilik bir icra kurulumuz var. Genelde kameraların karşısına ben geçtiğim için beni yalnız bir adam zannediyorlar ama ben dahil 18 kişilik icra kurulunda marka başkanlığı ve grup başkanlarımız var. 7 marka başkanı o şirketin tamamı ile geliri, gideri, kar, zararı bundan sorumludur ve o şirketin operasyonunu yönetir. Grup başkanları da o şirketlere dışarıdan bir ajans gibi hizmet verirler. İşte ika grup başkanı 7 şirketin insan kaynakları, işçi alımı. İşe alınan kişilerin entegrasyonu, oryantasyonu gibi görevleri üstlenir ama bu hizmeti RS otomotiv grubu olarak 7 şirkete birden yapar. Dijital pazarlama, geleneksel pazarlama aynı hizmeti dışarıdan bir ajans gibi 7 şirketin hem dijital pazarlamasını hem normal pazarlama süreçlerini yönetirler. Marka başkanlarını bir hiç müşteri olarak görürler. Dolayısı ile icra kurulunda marka başkanları grup başkanlarından taleplerini, grup başkanları marka başkanlarından taleplerini ister ve bunları hızlı bir şekilde her 15 günde bir yaptığımız toplantılarda çözerek gideriz. Dolayısı ile 7 şirket beni 7 gün 24 saat çalıştırmaz. Normal mesai saatleri dışında çalışmam bana yeterli geliyor.
Bir dönem Gençlerbirliği’nde yöneticilik yaptınız biraz bahseder misiniz?
Gençlerle sevdamız doğumdan itibaren başladı. Ben ilkokula giderken akşam eve geldiğimde baba kırmızı ve siyah kalem verdiler herkes dediğimi hatırlıyorum. Hatta siyah beyaz fotoğraflarım var. Abim ile birlikte sahada futbolculara çiçek veriyoruz. Babam gençler birliğine 30, 35 senesini verdi. O bu kadar yılını verince ben bir daha senemi harcamak istemedim. Yeter gençler birliğine bir kişi 30 senesini verdi. Ama en son seçimde Niyazi Aktaş başkanım göreve gelince sağolsun onun telefonu üzerine evet bir dönem gençler birliği yönetiminde görev aldım ve elimden gelen katkıyı sunmaya çalıştım. Ama tabiki İstanbul’dan Ankara’ya yöneticiliği sürdürmek hiç kolay değildi. Zaten iş tempom çok yoğun, birde maçlara gitmek ve yönetim kurulu toplantılarına gitmek, tabiki beni biraz böldü. Bu nedenle 2. Yönetim kurulunda görev almak istemedim. Affımı istedim. Sağolsun başkanımda müsaade etti. Gençler birliği bizim için bir sevda. Çocuklarımı gençlerli yapmaya çalıştım ama yapamadım itiraf ediyorum. Aslında yapamamamın bir sebebi oldu. ilkokul, ortaokul, lise çağlarında hep arkadaşlarıma doyduğunuz yerin doğduğunuz yerin takımını tutun dedim. Çocuklarım şuan İstanbul’da doğdu üçüde İstanbul’dan ekmek yiyor. Dolayısı ile takımlarına karışamadım. Hatta çok ilginç bir şey oldu büyük oğlum Beşiktaşlı, ortanca oğlum Galatasaraylı, sonra en küçük kızım geçen gün bana Fenerbahçeli olmak istediğini söyledi. Böyle bir ahenk oldu evde ama bilmiyorum zamanla herhalde fikirleri değişir.
4- Çok seyahat ediyorsunuz hem iş ile ilgili hem de özel hayatınızda. En çok seyahat etmekten keyif aldığınız yer neresi?
İzmir’i çok seviyorum. Atatürk’ün dediği İzmir’i ve İzmirlileri seviyorum. Hem insan olarak seviyorum. Hem havasını, yani kokulu olan yerlerini söylemiyorum. Kordonunu seviyorum. Rahatlığını özgürlüğünü seviyorum.Bodruma Marmaris’e hızlı ulaşabiliyorsunuz. Birçok yere yakın onu seviyorum. Keyifli bir yer ve emekli olduğumda İzmir’de yaşamak isterdim.
-Yurtdışında?
Yurtdışında Amerika’yı çok Türkiye’ye benzetiyorum. İleride çocuklarımın özellikle yazılımla çok haşır neşir olmasını istiyorum. Ve üniversitelerini Amerika’da okumalarını istiyorum. Silikon vadi deneyimini mutlaka yaşamalarını istiyorum.
Ünal Ünaldı Çay insanı mısınız yoksa kahve insanı mı?
96 ve 2001 yılları arasında üniversite okurken nescafe tüketirdim. 2001 yılında aile şirketimiz Zeki Ünaldı otomotive başlayınca, esnaflığın vermiş olduğu prensip ile her gelen müşteriye mutlaka bir çay ikram ederken kendimizede çay söylüyorduk. 2001 ve 2009 çay ile geçti. Ama 2009’da gerçekten çaya bir bıkkınlık gelmişti. 2009da İstanbul’a taşınınca artık americano, filtre kahve gibi tekrar kahveye döndük.
Bu sektöründe çalışmamış olsaydınız, kariyerinize hangi meslek üzerinden yapardınız?
Yazılımcı olmak isterdim. Matematiği çok seviyorum hatta üniversiteye girmemde matematik sayesinde oldu. Yazılımı çok seviyorum. Otokonfor ve garantliotoserviscom aslında tamamen dijital platformlar. Bütün grup şirketlerimizin ERP iç sistemlerini kendimiz yazdık. Bünyemizde 12 kişi var yazılım departmanımızda çalışan. Onlara çok özeniyorum. Yazılımcı olup unicorn şirketler yapmak isterdim. Kendim yapamadım en azından otokonfor ve garantilide unicorna gidebilirsek, çocuklarıma mutlaka Amerika’da yazılım eğitim almasını, silikon vadisinde o havayı tenefüs etmelerini istiyorum.
Sigorta Life izleyicilerine söylemek istedikleriniz var mı?
Sigorta life tabiki sektördeki herkes gibi bende takip ediyorum. Dergileriniz sürekli geliyor ve dijitalde daha çok karşıma çıkıyorsunuz. Gerçekten de konseptiniz güzel, başarılı buluyorum. Sigorta life izleyicileri ve takipçileride gördüğüm kadarıyla çoğunlukla acenteler. Acentelerle zaten bugüne kadar hep RS servis iyi iletişim halinde oldu. Her toplantılarının organizasyonlarına katılmaya, sponsor olmaya çalıştık. Bugünden sonrada böyle devam edecek. Acenteler gerçekten bana göre bu sektörün vazgeçilmezleri. Gerçekten kurulduğumuz günden bu güne acentelerle birlikte olduk. Bu sektörde acentesiz olmaz diyorum. Acentelere RS otomotiv grubu olarak şunu söylemek istiyorum. 7 grup şirketimiz sadece aslında hasar onarım üzerine hizmet vermiyor. Bununla ilgili bir tanıtım videomuzda yakın zamanda hazırlanıyor. Onlarıda tüm acentelerimize ileteceğiz. Onlarla birlikte yeni ürünler yeni projeler yeni iş birlikleri geliştirmek istiyoruz. Sahada ekip arkadaşlarım bundan sonra daha çok acentelerin bölgelerini ziyaret edecekler. Hem yeni nesil mini onarımı hem oto ekspertiz ile iş birliklerini, arıza teminatını her şeyi canlı ve detaylı paylaşacaklar ve acentelerle olan iş birliklerimizi arttırarak devam ettireceğiz.