Yalın Bey, sizi tanıyabilir miyiz?

Orta ve lise öğrenimimi TED Koleji’nde tamamladıktan sonra Yeditepe Üniversitesi Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Bölümü’nden mezun oldum. Belarus’ta Rusça eğitimi aldıktan sonra iş hayatıma 2014 yılında Denizbank’ta başladım. Kurumsal bankacılıkta 2 buçuk sene çalıştım, sonrasında yolum sigorta ile kesişti. Kariyerime 2016’da Global bir brokerlik şirketinde başladım, 4 buçuk yıl orada çalıştım. Arkadaşlarımla bir sohbet esnasında “Bu işi neden kendimiz yapmıyoruz?” diye konuşurken, 2019 Kasım ayında Türkiye’de kurulan 12’nci brokerlik şirketi, 1998 lisanslı Polaris Sigorta ve Reasürans Brokerlik’in hisselerini devraldık. O zaman 4 arkadaştık, 4 de ekip arkadaşımız vardı, 8 kişi yola çıkmıştık. Bugüne kadar geldiğimiz yolda bir sürü badireler atlattık ancak bir o kadar da güzel hikayeler biriktirdik. 

Polaris Brokerlik’in faaliyetleri neler?

Polaris Brokerlik olarak 10 satış departmanı ve 5 brokerlik yapmayan idari işler, muhasebe ve finans departmanımız var. Bugün için 80 kişilik bir ekiple hizmet veriyoruz. Kurumsal mantıkta ilerleyen ama bireysel poliçelerde de istekli olan bir yapıyız. Aslında her alanda varız. Bu kapıdan girdiğiniz anda her alanda sigorta hizmeti alabiliyorsunuz; 360 derece hizmet veren, yüzde yüz yerli sermayeli bir brokerlik şirketiyiz.  

Öne çıkan ürünleriniz, hizmetleriniz hangi branşlarda?

Sağlık tarafında 2 yılda çok ciddi bir ivme yakaladık. Hem kurumsal hem de bireysel sağlık, şirkette çok ciddi bir pay aldı. O alanda 14 ekip arkadaşımız var, ciddi bir büyüme ivmesi yakaladık. 

Sanayi tesislerine özel çalışan 5 ayrı satış ekibimiz var. Cargo Marine dediğimiz departman hem nakliyat yapıyor hem de liman ve liman sorumluluk gibi özellikli poliçeleri temsil ediyor. Bunlar dışında, 2024’te reasürans departmanını kurduk. Orası da ciddi bir ivme yakaladı. Reasürans departmanı dışında da alacak sigorta ve finansal sigortalar dediğimiz yönetici sorumluluk ve siber sigortalar branşında da hizmet vererek aslında bütün alanlardayız. Ciro anlamında da sağlık poliçeleri ciddi bir yer temsil ediyor. 

Sağlık son yıllarda ivme kazandı, bunda pandeminin bir etkisi oldu mu?

Pandeminin yüzde yüz etkisi olmakla birlikte bizim sektörde son 5 seneyi sigortanın kendi kendini pazarladığı bir dönem olarak görüyorum. Pandemiyle birlikte sağlık sigortaları ön plana çıktı. Bu dönemde insanın kendisinden başka değerli başka bir şeyin olmadığını gördük. Eğer sağlınız yoksa geriye başka hiçbir şey kalmıyor. Sağlık sigortası, bu seneyi yüzde 93’lük bir büyüme ve 136,5 milyar TL prim üretimi ile kapadı. Sektör ortalama yüzde 73 büyüdü. Doğal afetler, yaşanan bütün sıkıntılar sigortanın ne kadar önemli olduğunu bize gösteriyor. 

Ürünleriniz arasında kasko ve trafik bulunuyor mu? Varsa yıl içerisindeki prim oranı nasıl?

Polaris Brokerlik olarak hem filo kasko hem de bireysel kasko alanlarının hepsinde varız. Olmak da istiyoruz. Bizdeki payı, sektörün altındadır, zira biz daha çok yangın, finansal sigortalar, alacak sigortaları ve reasürans gibi teknik ve uzmanlık gerektiren branşlarda varız. Bu alanlarda var olmak için hem bazı lisanslara sahip olmanız hem de Türkiye’de önemli ekiple çalışmanız gerekiyor. Onlarla çalışmaktan büyük keyif alıyoruz. Bizde kaskonun payı çok yüksek değil ama 360 derece hizmet verme felsefesiyle çalıştığımız için buraya gelen herkes her ürünü alabiliyor. Bilgi vermem çok kolay değil, lakin üretilen 40 bin poliçe içerisinde kaskonun payı 5-6 bin oranındadır diye düşünüyorum. 

Reasürans departmanınız hakkında bilgi verebilir misiniz?

Pandemi sonrası ve Türkiye’nin son birkaç yıldır genel maaliyet portföyünün zararda kapamasından dolayı reasürans çok önemli bir hale geldi. Yurt dışında farklı teminatlar bulmak farklı müşterilere dokunmak ve farklı sigorta şirketleri ile iş yapmanın farkındalığını oluşturmaya çalışıyoruz. Burada iş yapan bir müşterimiz “Türkiye dışında hangi ürünler var?” ya da “Sektörümüze, Türkiye dışından bir alternatifi getirebilir miyiz?” dediğinde, biz orada varız. Farklı alternatifler getirebiliyoruz. Öyle gözüküyor ki 2025, çok zor bir sene olacak; ancak 2026’da ekonominin biraz daha toparlanmasını ümit ediyoruz. Burada bütün müşterilerimize, yurt dışı ne düşünüyor ne bekliyor, nasıl bir alternatif getirebilir sorularının cevaplarını verme çabasının sonucunda bu departmanımızı geçen sene kurduk ve büyütmeye devam edeceğiz.

Ülkedeki penetrasyon oranının düşük olması ile ilgili bir yorumunuz ve bu durumu değiştirmek için bir öneriniz var mı?

Her iş kolunda tabana yayılmak çok önemli. Günün sonunda bazı branşlarda aynı prim üretimleri yapılıyor ama adet bazlı baktığımızda geriye gitmiş oluyoruz. Örneğin, konut poliçelerinde benzer primler yakalanıyor ama pahalı olduğu için adet düşüyor. İnsanlar, ekonomik konjonktürden dolayı bütçe ayıramadıkları için tercih etmiyorlar. Bunun birkaç metodu olabilir. Bir kere, otoritenin bu konuda kesinlikle sigorta şirketlerine ve dağıtım kanallarına destek olması lazım. Biz bunu beraber nasıl tekrar hayata döndürebiliriz konusu çok kıymetli. İnsanlar, sigortayı bir yük gibi gördükçe sigortaya olan inanç ya da sigorta bilinci gittikçe düşüyor. Türkiye’de kişi başına düşen ortalama sigorta geliri 150 dolar bandında, Avrupa’da ise 4.800 dolarları konuşuyoruz. Buradaki bilinci arttırmak için tabandaki farkındalığı artırmalıyız. Bana göre bu konudaki birinci husus; sigorta şirketleri ve devlet. Daha sonra ise okullar. Okullardaki sigorta bilincinin ve sigorta ile ilgili derslerin artması lazım. Sigorta, öğrencilerin birinci dersi olmalı. Aslında kültür değişmeli ancak bu, bir gecede olabilecek bir şey değil, belki de otoritenin daha farklı bazı zorunluluklar ve kontrol mekanizmaları getirmesi lazım. 

Trafik poliçesini trafik polisi sizi durdurup kontrol ettiği zaman görebiliyor rama DASK’ı yenileyip yenilemediğinizi bile kontrol eden bir otorite yok. Daha detaylı kontrol ve organizasyona gitmemiz lazım. E-Devlet çok güzel bir uygulama fakat bu uygulamanın içine sigorta ile ilgili bazı konuların kontrol edilmesini entegre edilebilir. 

Müşterilerinize sunduğunuz hizmetlerden bahsedebilir misiniz?

Sanayicinin bir kriz anındaki en büyük kurtarıcılarından biri sigorta şirketleri, diğeri de bankalardır. Sizin bütün nakit akışınızı, kriz anında ve daha katastrofik bir olayda destekleyecek en büyük ürün sigorta. Kârınızın kaybını, tesisinizi sigortalayabiliyorsunuz. Biz, bağımsız eksperler ile gidip bu çalışmaları yapabiliyoruz ve riziko teftiş raporlarını hazırlatabiliyoruz. Müşterilerimize bütün bu süreçlerde destek olabiliyoruz. Daha farklı bir ürün olan ve Türkiye’de çok fazla bilinmeyen ama artırmaya çalıştığımız öğrenci sigortaları ürünümüz var. Son dönemde okul fiyatları çok fazla arttı. Çocuğu olan arkadaşlarımızla konuştuğumuzda teknik bir çözüm ortaya çıkardık. Bu zaten var olan bir hizmetti ama biz nasıl daha iyi hale getirebileceğimizin peşindeyiz. Öğrenci sigortaları, velilerin vefatı ya da maluliyet durumunda öğrencinin kalan yıllardaki ya da o yıl içindeki masraflarını ödeyen bir hayat ferdi kaza poliçesi ürünü. Her sigorta şirketinin farklı teknik detayları var ama buradaki konu; veliler gelirlerinin büyük bir kısmını çocuklarının eğitimine ve yaşamına harcıyor. Olası bir beklenmedik senaryoda bu konforun ve sürecin devamlılığı için bir sigorta ürünü mevcut. Biz hep bundan bahsetmiştik. Okul yenileme dönemlerinde de tekrar gündeme getiriyoruz. Havacılık sigortası, içinde olduğumuz ve büyümek istediğimiz bir alan. Özel helikopterlere ve özel jetlere sigorta verebiliyoruz. Sorumluluk poliçeleri, gövde sigortaları, uçağın kalkışta ve inişte yaşadığı bütün problemlere kadar sigortaya bir konu haline getirebiliyoruz. 

Marine denizcilik ve liman sorumluluk poliçelerinde iyi bir noktadayız. Türkiye’deki ondan fazla limanın sigortasını biz yapıyoruz. Türkiye’nin en büyük üç limanından ikisinin sigorta süreçlerinde varız. Buralarda 5 sene gibi kısa bir sürede önemli bir yol kat ettik. Müşterilerimiz bize çok güveniyor. İşin çok içindeyiz. Kendimize güveniyoruz ve sahaya iniyoruz. 

2024 yılını şirketiniz açısından değerlendirebilir misiniz?

2024, 50 milyon dolara yakın bir prim üretimi, 40 bin adet poliçe, 10 satış departmanının kurulması ve entegrasyonu, ektiğimiz tohumların filizlenmesi ile geçti. Geçen sene 75 kişilik bir ekiptik, bugün itibarıyla 80 kişi olduk. Bizim bir de dijital sigortacılık markamız var, “Osigo”. O tarafta da ciddi atılımlar yaptık, işler büyüyor ve ilerliyor. 

Yönetici sorumluluk, siber sigortalar tarafında Türkiye’de bu işi layıkıyla yapan birkaç ekipten biri haline geldik. Alacak sigortasında Türkiye’deki önemli ekiplerden birini transfer ederek işlerimizi büyütüyoruz. Yıl bizim için planlanan şekilde kapandı. Birkaç tane daha departman kurma projemiz devam ediyor. Genel anlamda şirket artık gençlik döneminden olgunluk dönemine doğru bir yolculuğa çıkıyor. 

Yalin Kilic 03 S L Sohbetleri

Dijitalleşme konusunda attığınız adımlar neler?

Yaklaşık 2 buçuk sene önce kurumsal şirketler ile yapacağımız “B2C & B2B2C” anlaşma çerçevesinde ilerleyip bunu kurumsal bir yapıya oturtan bir aplikasyon ve web üzerinden ilerleyerek konut, DASK, trafik, kasko, seyahat, sağlık, cep telefonu sigortası ve evcil hayvan sigortası sunmaya başladık. Buradaki maksadımız da hem bizim dijital uygulamamızın hızı, şeffaflığı ve sürdürülebilirliği önemli hem de kurumsal markanın altında çalışan birinin kendi poliçelerini kendi şirketinin bünyesinde alması bizim için çok kıymetli.

2025 yılı için hedefleriniz nelerdir?

Çalışan sayımızı 100’ün üstüne çıkaracağız. Bugün itibarıyla ilk 15’te yer alan genç bir brokeriz. 2025 yılının sonunda ilk 10’a yaklaşacağımız bir yolculuğa çıkmak istiyoruz. Kalan bütün departmanlarla entegrasyonu tamamlamak istiyoruz. 100 milyon dolara yakın bir prim üretimi ile seneyi kapama hedeflerimiz başladı. İlk çeyrekte de son sürat devam ediyoruz. İlk çeyrekte de bu hedeflerimize ulaşmak için son sürat devam ediyoruz. 

Gün geçtikçe siber saldırılar artıyor, şirketinizin bu risklere karşı aldığı önlemler var mı?

Siber sigortalar çok teknik bir iş. Bu işlerin tamamını IT müdürleri ve direktörleri ile yürütüyoruz. Buradaki en önemli hassasiyet hasar noktasında oluşuyor. Ekibimiz, Türkiye’deki yaşanmış ya da potansiyel yaşanmakta olan siber sigortaların birçoğuna eşlik etmiştir. Siber sigortaları dizayn ederken hasar konusunda çok bilinçli bir ekibimiz var. Çalıştığımız bazı siber güvenlik şirketleri var. Yaptığımız anlaşma gereği beyaz hackerlarla da çalışıyoruz. Beyaz hacker vasıtasıyla müşterinin sistemine saldırı düzenleyerek sistemdeki eksikleri müşteriye raporlayabiliyoruz. Bunu poliçeye entegre ederek poliçeyi daha geniş hale getirebiliyoruz.

Diğer Yönetim Kurulu Üyelerinizden de bahsedebilir misiniz?

Polaris Brokerlik’ten önceki iş yerinde beraber çalıştığımız 4 arkadaşız, “Hepimiz yan yanayız” diyerek çıktığımız yolculukta yıllarca ortak masalarda çalıştık. Avrupa’da, Amerika’daki gibi oda kullanmaktansa beraber çalışmayı seviyoruz.

Diğer ortaklarım şöyle;

Can Naci Duman, şirketin hem CEO’su hem Yönetim Kurulu Başkanı hem de hissedarlarındandır. 

Cihan Satar, şirketin büyük satış departmanlarından birinin başında olup hem idari işler hem de şirketin iç tarafından sorumlu bir diğer ortağımız.  

Candeniz Başyurt, hem Cargo Marine departmanının başında hem liman sigortaları departmanının başında hem de şirketin diğer ortağı pozisyonunda.

Bu 4 yoldaş, “Bu işi daha farklı nasıl yaparız?” mantığı ile yola çıktık. Bizim patronumuz müşterimiz. O yüzden sahadayız. Aslında bizim işimiz, bütün Türkiye’yi gezip herkes ile diyalog kurmak. Ben, 35 yaşındayım ama bakarsanız Türkiye’de gezmediğim 18 il kalmış. Sahaya çıkıp etkileşim sağlamanın gücüne inanıyoruz. 

Sektöre bir mesajınız var mı?

Sektörde broker sayısı acenteye göre daha düşük. Bundan dolayı kol kola yürünmesi gereken bir yolculuk görüyorum bu yolu. Rekabet, en fazla son tüketiciyi destekler ama burası çok uzun bir yolculuk. Belli bir noktaya kadar hem dijital sigortacılığın hem daha klasik acentelerin hem de lokal brokerlerin bir arada gitmesi lazım. Burada entegrasyonun sağlanması çok kıymetli. Sigortacılığın üniversite hayatında daha kıymetli bir yere oturtulması önemli yani insanlar sigortacı olmak istemeli. Şirketimizde MT programları başlatarak birkaç tane genç arkadaşımızla yola çıktık. Eğitimler sırasında okullardaki eğitimlerde bir sürü eksiğin olduğunu görüyoruz. Hiç saha ziyaretleri yok. Biz burada saha ziyaretleri de yaptırıyoruz. Teorik kadar pratik yerlere de dokunmamız lazım. Sigortacılık bilincinin tabana yayılarak daha kıymetli ve inandırılabilir bir hale gelmesi lazım. Bu konuda Türkiye’de insanların kötü tecrübeleri var.

Okan Saraç: Sektörde rekabet olduğunda kalite artıyor Okan Saraç: Sektörde rekabet olduğunda kalite artıyor

Yalın Kılıç 02

Kısa Kısa...

Yalın Bey, sizi mutlu eden 3 şey nedir?

Seyahat etmek, kitap okumak ve arkadaşlarımla sosyalleşmek.

Çalışma hayatınızda olmazsa olmazınız nedir?

Tutkulu, disiplinli, takipçi olmaya ve sahada olmaya çok dikkat ederim.

Bu mesleği yapmasaydınız hangi mesleği yapardınız?

Üniversite döneminde aşçılık, gastronomi okusam mı diye düşünmüştüm. Güzel Sanatlar Fakültesi’nin yetenek sınavına girdim. Düz çizgi bile çizemeyen bir insanım onun için kazanamamıştım yetenek sınavını. Zeytincilik, şarap gibi tarım ile alakalı konularda biraz merakım var. İleride bir gün doğanın içinde olabileceğim farklı bir mesleği yapmak isterim.

Ömür boyu tek bir yemek yeme hakkınız olsa bu hangi yemek olurdu?

Zeytinyağlı sarma olurdu. 

Erken uyanmak mı geç uyanmak mı?

Aslında kalktığım anda hemen işe başlamamak. “Easy morning” diye bir tabir vardır. Daha basit ve kolay başlayan sabahları tercih ediyorum. Erken ya da geç kalkmak da olur ama uyandığım zaman kendime vakit ayırmayı severim.

Tatilde dinlenmeyi mi tercih edersiniz yoksa aktivite yapmayı mı?

Hepsi diyeyim; bazen dinlenmeye ihtiyacım oluyor ama bazen de gittiğim yerde seyahat edip keşfetme tarafım daha ağır basıyor. 

Yaz tatili mi kış tatili mi?

Yaz tatili.

Cumartesi mi Pazar mı?

Pazar.

Hırs mı konfor mu?

Hırsın getirdiği noktadan sonra oluşan konfor. 

Dijital mi analog mu?

Analog. 

Geleceğe mi ışınlanmak istersiniz geçmişe mi?

Geçmişe.

Size ilham veren biri var mı?

Mustafa Kemal Atatürk, çok kıymetli. Fatih Sultan Mehmet, benim için önemli figürlerden biri. Her erkeğin bir kahramanı vardır, benim kahramanım da babam. 

Bir toteminiz var mı?

Özel bir totemim yok açıkçası fakat her gün evden çıkmadan son bir kez aynaya bakmak sayılırsa, totemim bu diyebiliriz.

Yapmaktan hiç hoşlanmadığınız şey nedir?

Böyle bir şey yok, bilmiyorum.