Sigorta Life okuyucuları için kısaca Neslihan Neciboğlu’nu tanıyabilir miyiz? 

Ben Neslihan Neciboğlu, 1982 Kırıkkale doğumluyum. Üniversiteye kadar Kırıkkale’de ilköğretim ve liseyi tamamladım. O zamanlar, ilkokuldan sonra Anadolu liselerinin ortaokul bölümleri de vardı. Bu sayede Kırıkkale Anadolu Lisesi'nde hazırlık sınıfı da dahil olmak üzere 4 sene ortaokul eğitimi aldım. Daha sonra Kırıkkale Fen Lisesi'ni kazandım. O dönemde devlet fen liselerinde yatılı okumak zorunluydu. Ben de kendi şehrimde yatılı bir lise hayatı yaşadım. Bu deneyim bana çok şey kattı. Geriye dönüp baktığımda hem çok değerli arkadaşlıklar edindiğimi hem de önemli bir olgunluk kazandığımı görüyorum. Liseyi bitirdikten sonra sayısal öğrencisi olmama rağmen, eşit ağırlık seçme hakkı verilmişti. Ben de iş hayatına atılmak ve yönetici olmak istedim; finans ve matematik her zaman ilgimi çekti. İlk tercihim olan Ortadoğu Teknik Üniversitesi İşletme Bölümünü kazandım. Üniversite hayatım oldukça güzel geçti. Tüm üniversite hayatım boyunca ODTÜ yurtlarında kaldım, kampüs ortamını doya doya yaşadım ve farklı görüşlerden arkadaşlarımla keyifli anılar paylaştım. Üniversite eğitimim biter bitmez İstanbul’a geldim ve Kuveyt Türk Katılım Bankası'nın krediler bölümünde çalışmaya başladım. Yaklaşık 18 yıl boyunca krediler, mali tahlil, ticari pazarlama, şube müdürlüğü, kurumsal bankacılık, risk takip, risk izleme, mevzuat en son grup müdürü olarak birçok farklı bölümde görev aldım. 

2020 yılında Kuveyt Türk Katılım Bankası, Neova Sigorta'yı satın aldı. İki yıl sonra, 1 Temmuz 2022 itibarıyla, Neova Sigorta'ya geçiş yaparak sigorta sektörüne adım attım.

Katılım sigortacılığı nedir? Geleneksel sigortadan bunun farkı ne? Toplam sigorta pazarındaki payınız katılım olarak hangi seviyede? 

Önce biraz dünya tarihinden bahsedecek olursak, tekafül yani bizdeki adıyla katılım sigortacılığı kavramı 1970'lere dayanıyor. Daha doğrusu altyapıya kavuşması, süreçlerinin olgunlaştırılıp bir şirket halinde dönüştürülmesi ve uygulanması yaklaşık 50 yıllık öncesine dayanıyor.

Özellikle Güneydoğu Asya ve Kuzey Afrika ülkelerinde son derece yaygın. Tekafül görece daha yeni bir kavram olduğu için dünya genelinde %1 gibi bir pazar payına sahip. Şimdi ülkemize gelecek olursak, ülkemizdeki mevzuatsal altyapı henüz 2017'den beri mevcut. Ancak Neova Sigorta, Türkiye'de ilk kez katılım sigortacılığı prensipleriyle kurulan şirket. 2010 yılından beri Neova Sigorta, mevzuatsal altyapısı olmamasına rağmen tekafül yöntemiyle çalışmayı benimsedi. 2017'de de bunun mevzuatsal altyapısı geldi.

Neslihan Neciboğlu 06

Bugün itibarıyla hayat dışında 4, hayat ve emeklilik şirketlerinde ise 3 olmak üzere toplam 7 şirket katılım sigortacılığı prensipleriyle çalışmaya devam ediyor. Pazar payı 1. çeyrek itibarıyla yaklaşık %5,4 civarında. Neova Sigorta'nın ülkemizdeki katılım sigortacılığındaki pazar payı ise %50'nin üzerinde. Bu anlamda da önemli bir sorumluluğumuz var ve bunun farkındayız.

Peki katılım sigortacılığı nedir? Farklılıkları nelerdir? Katılım sigortacılığında bir havuz sistemi vardır. Sigorta sahipleri, yani poliçeyi yaptıranlar aslında bu havuzun sahipleridir. Yardımlaşma usulüne dayanır. Bireyler belirli bir primle havuzu oluştururlar. İçlerinden biri herhangi bir riske maruz kalırsa, bu risk havuzdan karşılanır. Sigortacılık kavramıyla birebir örtüşen bir yardımlaşma usulüne dayanır. Peki, en önemli farklılıklar nelerdir? Üç temel farklılık var; Birincisi, havuzda biriken prim tahsilatlarından gelen toplam tutar, mutlak surette faizsiz enstrümanlarda değerlendirilmek zorundadır. Bu çok önemli bir prensiptir. İkincisi, topladığımız fonlarla aldığımız riskleri, yani sigortaladığımız unsurların konusunda seçici olmak durumundayız. Üçüncüsü, bu konuda son derece akademik olarak yetkinlikleri olan ve sektör profesyonellerinden oluşan danışma kurullarının da şirketlerde bulunması gerekliliğidir. 

Katılım sigortacılığı ile ilgili ifade etmek istediğim önemli bir nokta var. Türkiye Sigorta Birliği'nde Hayat Dışı Komitesi'ndeki görevimle beraber, oradaki Sayın Genel Müdürlerimizin çabalarını da bir buçuk senedir gözlemlemiş biri olarak şunu ifade edeyim: Türkiye'de sigorta penetrasyonu hakikaten çok düşük. Bu çok net. Ülkemizdeki ortalama 2.3, dünyadaki ortalama ise 7 civarında. Finans ekosistemi aslında Türkiye'de çok büyük, ama sigortanın ekosistemi bunun maalesef altında.

Hal böyle olunca, öncelikli olarak sigortalı sayımızı arttırmamız ve sigorta farkındalığını yükseltmemiz gerekiyor. Bu nedenle, sigorta şirketlerinin kapsayıcı olması gerekir. Çünkü sonuç itibariyle, Türkiye'de vatandaşlarımızın alacakları hizmetler ne kadar kapsayıcı olursa, biz de sigorta penetrasyonunu o kadar arttırabiliriz.

Dolayısıyla, katılım sigortacılığının bu anlamda kapsayıcılığa katkısı bakımından oldukça önemli olduğunu düşünüyorum. Ancak, bunun yanında, biz zaten elementer bir sigorta şirketi olarak tüm vatandaşlarımıza hizmet etmek üzere varız.

Quick Hayat Sigorta Genel Müdür Vekili Volkan Terzioğlu Sigorta Life’a Özel Açıklamalarda Bulundu. Quick Hayat Sigorta Genel Müdür Vekili Volkan Terzioğlu Sigorta Life’a Özel Açıklamalarda Bulundu.

Finansal Sigortalar ülkemizde ne kadar ilgi görüyor? Dünya genelindeki uygulamalarla karşılaştırıldığında hangi seviyedeyiz?

Bankacılık sektöründen geldiğim için ve bir finans geçmişim olması sebebiyle de özellikle de ilgi alanımda olan bir konu finansal sigortalar, çünkü buradaki potansiyeli hakikaten çok yüksek buluyorum. Türkiye'de üretim ve ticaret hayatı oldukça tabana yaygın. Bu dinamik yapının birbiriyle ilişkisinde banka teminat mektupları oldukça önemli bir role sahip. Ülkemizde bankacılık sektörü çok güçlü ve bu konuda müşterilerine çok iyi hizmet veriyor. Peki sigorta sektörü olarak bizler neler yapabiliriz ve finansal sigortalar nedir?

Finansal sigortalar teknik olarak ikiye ayrılır: kredi sigortaları ve kefalet sigortaları. Kredi sigortaları, bankadan alınan uzun vadeli krediler veya tarım kredileri gibi krediler karşılığında bankaya yapılan ödemeler için verilen sigortalardır. Bu alanda özelleşmiş bazı sigorta şirketleri faaliyetlerini sürdürüyor. Ayrıca, devlet destekli alacak sigortası da mevcut. Özel Riskler Yönetimi Havuzu tarafından yönetilen bu sigorta türü, önemli bir ürün ve bizler de bu ürün üzerinde çalışıyoruz.

Kefalet sigortalarına gelecek olursak, emniyeti suistimal, bina tamamlama sigortası ve doğrudan kefalet gibi alt branşları vardır. Dünyada kefalet sigortası, banka teminat mektuplarına benzeyen bir üründür. Dünyada ilk kez 1887 yılında Amerika'da bir inşaat sözleşmesine hitaben bir inşaat poliçesi düzenlenerek bu uygulama ortaya çıkmış. 1929'daki ekonomik buhran sırasında bazı bankaların lisanslarının iptal edilmesiyle, bu iş sigorta sektörüne devredilmiş. Bugün, Amerika'daki kefalet sigortalarının %95'inden fazlası sigorta sektörü tarafından gerçekleştirilirken, Avrupa'da bu oran %29, Türkiye'de ise %1'in altında. Ülkemizde kefalet sigortaları için genel şartlar 2014 yılında yazılmış olup 2017 yılında kamu ihalelerinde geçerliliği tanındı ve 2022 Temmuz ayında çıkan kanunla devlet alacaklarına karşı kefalet poliçeleri kullanılabileceği öngörüldü. Ancak bu alan henüz çok yeni ve mevzuat açısından bazı problemler var. Türkiye Sigorta Birliği ile ilgili komitelerle bu konudaki çalışmalar devam ediyor ve sorunların zamanla çözüleceğini düşünüyorum.

Neslihan Neciboğlu Röportaj 01

2023 sonunda finansal sigortalarda toplam 2,2 milyar TL'lik bir üretim gerçekleşti. Bu, toplam üretimin %0,5'i gibi küçük bir oran. Bu pay ne kadar artarsa Türkiye sigorta sektörü için o kadar önemli bir branş haline gelecektir. Acente ve brokerlerimizin KOBİ'ler ve ticari sektörde kurumsal sigortalar yaptıran bir çok müşterisi var. Bu şirketlerin teminat mektuplarına ihtiyaçları var ve bu mektuplar KDV iadesi mektupları, teşvikli veya ihracatçı şirketler için olabilir. Mahkemelere verilen mektuplar veya ihalelerde kullanılan kamu veya özel teminat mektupları da bu kapsama girer. Kanallarımız örneğin yangın poliçesini yaptığı bir KOBİ müşterisinin KDV iadesiyle ilgili vergi dairesine vereceği kefalet poliçesini de düzenleyebilir. Bu sayede iş hacmini artırabilir ve bu alanda bilgi birikimi kazanabilir. Peki biz şirketlere neler düşüyor?

Neova Sigorta olarak tüm hazırlıklarımızı tamamladık. Şuanda bankaların teminat mektuplarını değerlendirdiği gibi, şirketimizde bir kredi komitemiz bulunuyor. Geçen yıl Eylül itibarıyla kefalet poliçelerini vermeye başladık. Nisan sonu itibarıyla %10 gibi bir pazar payına ulaştık ve iyi bir ilerleme kaydediyoruz. Riskli bir ürün olduğu için dikkatli ve kontrollü bir şekilde devam ediyoruz. Brokerlerimiz ve acentelerimiz, bu ürünle ilgili eğitim veya bilgi almak istediklerinde, her zaman yanlarındayız. Ürünü anlatan söyleşiler düzenliyor ve küçük eğitimler gerçekleştiriyoruz. Talepte bulunan kanallarımıza her zaman açığız.

Sağlık ihtiyaçlarının arttığını ve pandeminin ardından bu alanın daha da hızlandığını görüyoruz. Yeni planladığınız ürünler hakkında bilgi verir misiniz? Özellikle “Kritik Güvence Sigortası” ile ilgili detayları öğrenmek isterim.

Sağlık sigortasında oldukça heyecanlıyız. Stratejik bir önceliğimiz ve kararımız var; tamamlayıcı sağlık sigortasında olacağız ve geliyoruz. Bu doğrultuda, oldukça deneyimli bir ekip kurduk ve süreçler bitmek üzere. Hedefimiz, 2024 bitmeden, hatta son çeyreğinde ürünü piyasaya sürüp Neova Tamamlayıcı Sağlık ile hizmet vermek. Bu anlamda, bugünlerde bunun heyecanını yaşıyoruz.

Tamamlayıcı sağlık sigortası, teknik tarafta, mevzuat tarafında ve sigortacılık mantığında çok iyi yönetilmesi gereken bir konu. Diğer bütün branşlarda olduğu gibi, müşteri deneyimini merkeze almanız gereken sigorta türlerinden birisi. Biz tamamlayıcı sağlık ürününe hazırlanırken iki konuyu asla ihmal etmiyoruz. Bunlardan bir tanesi müşteri deneyimi. Ürünü çıkarmadan bu konudaki müşteri deneyimi projelerini başlattık. Bu konuda gerçekten çok tecrübesi olan bir ekiple çalışıyoruz. Hastanelere gidiyoruz, gözlem yapıyoruz, acentelerimizi ziyaret ediyoruz, brokerlerimizi ziyaret ediyoruz, sağlık poliçesi olan kişilerle mülakat yapıyoruz. Ne istiyorlar, nerelerde takılıyorlar, ne onları mutlu ediyor, ne onları mutsuz ediyor; bütün bunların çıkarımlarını yapıyoruz ki ürünü ona göre dizayn edelim ve ürünümüzü çıkardığımızda müşterilerimize yüksek bir deneyim yaşatalım.

İkinci konu ise, sağlık çok hassas bir konu olduğu için mobil uygulaması çok kritik. İnsanlar, bu poliçeyi aldıktan sonra teminatlarını kontrol edebilecekleri, anlaşmalı hastaneleri ve eczaneleri görebilecekleri bir uygulamaya ihtiyaç duyuyor. Kimseye ihtiyaç duymadan kendi kendilerine yönetebilecekleri bir platform oluşturmak istiyoruz. Bu nedenle, eş zamanlı olarak çok deneyimli bir ekip oluşturduk ve Neova Mobil Sağlık uygulaması yazılmaya başlandı. Amacımız, ürünü sunarken mobil uygulamayı da hayata geçirmek.

NeoKritik Güvence Sigortası'na gelecek olursak, yeni bir ürünümüz. 18-55 yaş arasında bazı hastalıklara maruz kalınması halinde devreye giren bir ürün. Nisan sonu itibariyle üç buçuk milyon TL gibi bir üretime ve yüzde iki buçuk gibi bir pazar payına ulaştık. Hem kanallarımız hem de müşterilerimiz teveccüh gösterdi. Büyüyerek devam etmesini bekliyoruz.

Elektrikli araç sektörü biliyorsunuz ki Türkiye'de çok hızlı bir şekilde ilerliyor. Burada da sizin NeoEnerjik Kasko ürününüz var. Ürününüz hakkında bilgi verebilir misiniz? 

Yenilikleri seviyoruz, heyecanımız yüksek, enerjimiz yüksek. Bu enerjimizi ve heyecanımızı teknoloji ve teknik bilgiyle birleştirip ürünler çıkarmaktan ve müşterilerimize bu hizmetleri sunmak bizi mutlu ediyor. Elektrikli araçlar, söylediğiniz gibi, Türkiye’de çok sevildi. Önceden büyük şehirlerde trafikte görürdük ama şu anda küçük şehirlere gittiğimizde bile birçok elektrikli araçla karşılaşıyoruz. Dünya genelinde de elektrikli araç satış hızının en yüksek olduğu ülkelerden biri Türkiye.

İklim değişikliği, hepimizin hayatında önemli bir konu ve bu dünyaya karşı, özellikle yeni nesillere ve geleceğe karşı sorumluluklarımız var. Evet, bazı zorlukları ve memnun olunmayan yönleri olsa da, özellikle destekleyici hizmetlerle birlikte çok daha iyiye gideceğine inanıyorum. Bu nedenle, bu konuyu desteklemek ve fırsatı kaçırmamak adına böyle bir ürün geliştirdik. Elektrikli araçlar için özel bir tarifemiz var. Mevcut diğer araçlar için oluşturulan tüm teminatlar, elektrikli araçlar için de geçerli, ayrıca elektrikli araçlara özgü teminatlar da bulunuyor. Üretimimiz şu ana kadar iyi gidiyor ve daha da iyi olacağına inanıyorum. Kasko’da yakaladığımız ivmeyi elektrikli araçlarla da destekledik diyebiliriz. Geçenlerde YouTube’da bir deneyim paylaşılmış, NeoEnerjik Kasko deneyimi ile alakalı. İzledim, mutlu oldum. Bu hizmet şu anda aktif olarak sunuluyor ve amacımız bu konuda daha da ilerlemek.

Acentelerinize ve kanallarınıza çok önem veriyorsunuz. Onların çalışmalarını kolaylaştıracak yazılımlarınız ve projeleriniz olduğunu biliyoruz. Önce Pratik Portal hakkında kısa bir bilgi alalım. Ayrıca acentelerin dijitalleşmesi açısından başka projeleriniz var mı?

Dijitalleşme deyince öncelikle korkmamak gerekiyor. Bunu bütün kanallarımıza net bir şekilde ifade ediyorum. Şirket olarak bizim imkanlarımız acentelerimizden elbette daha fazla ve dijitalleşme sadece dijital satış demek değildir. Dijitalleşme, yaptığımız işi daha kolay yapabilmek yani bir işi bir saatte el yordamıyla yaparken, önemli bir teknolojik yardımla bunu 10 dakikada yapabilirsiniz. Geriye kalan 50 dakikayı daha katma değerli işler için kullanırsınız. Biz de şirket çalışmalarımızda bu gözle bakıyoruz. Yapacağımız iş, dönüştüreceğimiz süreçler ve ürünler katma değer oluşturacak mı, oluşturmayacak mı? Eğer oluşturmayacaksa gerek yok, sırf yapmak için yapılmaz. Eğer oluşturacaksa peşini bırakmamak lazım. Bizim genel felsefemiz bu.

Acentelerimiz bizim için çok kıymetli ve her zaman öyle olacaklar. Değişen ve gelişen hayata ayak uyduramazsak zorlanırız; acentelerimiz de bu değişime uyum sağlayamazsa zorlanabilirler. Önemli olan, şirketlerle acentelerimiz arasında bu koordinasyonun ve bağın sürekli olarak devam etmesidir. Dijitalleşme örneği olarak, bir müşterimiz poliçe kesecek ve acentemiz aracılığıyla bunu yapacak. Acentemiz işini ne kadar kolay yapabilirse o kadar fayda sağlarız. Pratik Portal da bu amaçla geliştirildi. Kullanıcı dostu bir ara yüz ve yazılım ekibimizin Teknopark ‘ta geliştirdiği bir ekran. Ayrıca Acente Mobil üzerinde çalışıyoruz, kapsamlı bir uygulama olmasını istiyoruz. Acentelerimizin her an her yerde tüm işlemlerini görebileceği, satış hacimlerine katkı sağlayabileceği, hinterlant analizleri yapabileceği bir uygulama hedefliyoruz. Amacımız kanallarımıza bu desteği sağlamak.

Bildiğimiz kadarıyla, Teknopark'a ilk sigorta şirketisiniz. Bunun hem hikayesini hem de sizin için avantajlarını ve burada bulunmanın nasıl bir duygu olduğunu, nasıl bir motivasyon kaynağı olduğunu anlatır mısınız?

Sizi burada ağırlamaktan çok memnunum. Bu ofisi gerçekten çok seviyorum ve fırsat buldukça buraya gelmeye gayret ediyorum. Buradaki arkadaşlarımla yaptığımız teknoloji sohbetlerinde ve toplantılarımızda alacağımız kararları özellikle bu ofiste yapmaya özen gösteriyorum. Buraya geldiğimde kendimi çok iyi hissediyorum.

Bu ofis, Teknopark İstanbul’da bulunuyor ve süreci elbette kolay değildi. Burası, bir kampüs gibi. Gençler, yazılımcılar, mühendisler, girişimciler, kuluçka merkezleri, eğitimler, Ar-Ge salonları ve toplantılar… Gerçekten bir okul ve kampüs havasında. Bu ortam çok keyifli. Ağırlıklı olarak savunma sanayi ve finans sektöründen şirketler burada yer alıyor. Hem Teknopark İstanbul’un ilk sigorta şirketiyiz hem de Türkiye’de Teknopark'a kabul edilen ilk sigorta şirketiyiz. Bu bizim için gerçekten gurur verici.

Teknopark süreci uzun bir süreç. Teknopark'a kabul alabilmek için birden fazla proje geliştirmeniz, bu projeleri belli bir olgunluğa ulaştırmanız ve teknoparka bunu değerlendirecek olan yönetim kurullarına sunarak onay almanız gerekiyor. Bu süreç yaklaşık 9-10 ay sürdü. İki projemizin onay almasıyla Teknopark'a kabul edildik.

Kabul alır almaz, Teknopark’ın belirlediği kurallar çerçevesinde ofisimizi dizayn ettik. Güzel bir ofis oldu. Burayı merak eden tüm kanallarımız ve sektör paydaşlarımız için kapımız her zaman açık. Sohbetlerimizi burada da yapabiliriz. Teknopark’ın bize bir çok avantajı var. Öncelikle içinde bir Ar-Ge yaklaşımı olan projeler olması ve yaptığımız tüm işlerde bu perspektifi benimsememiz gerekiyor. Yapay zekayı mutlaka projelerimizin bir parçası haline getiriyoruz. Bu anlamdaki projelerimiz, Teknopark’ın kontrolü altında onay alırsa teşvikli projeler kapsamına giriyor ve bu şekilde devam ediyor. Sürekli olarak onlara sunumlarla projenin ilerleyişini gösteriyoruz.

Diğer bu ekosistemde bulunmak büyük bir avantaj, teknoloji alanındaki diğer paydaşlarla etkileşim içerisindeyiz. Teknopark’ta bir lise var. Özellikle siber güvenlik alanında çalışan teknoparktaki arkadaşlarımız sık sık oraya gidip öğrencilerle geleceği ve mevcut durumları konuşuyorlar. Teknopark’ta olmak, insanları diri tutan ve teknolojiyle iç içe olmalarını sağlayan bir ortam sunuyor. Bu yüzden burada olduğumuz için son derece mutluyuz.

Teknoloji tarafımız her zaman güçlü olacak. Bunun için özellikle yatırımlar yapıyoruz. Şu anda toplam personelimizin yüzde 19’u teknoloji grubunda çalışıyor. Bu önemli. Bir çok projemiz ve stratejimiz var ve Teknopark da bu çalışmalara katkı sağlıyor.

"Son olarak, sektörle ilgili mesajınız var mı?

Sigorta sektörü yelpazesi oldukça geniş bir sektör. Matematik, aktüerya ve mevzuatın birleştiği çok önemli bir bilim. Dolayısıyla paydaşları çok fazla ve herkesin aynı gemide olması gereken geniş bir yelpazeye sahip. Sektörde bu konuda kendini adamış önemli profesyoneller var. Sektör paydaşları geniş ve bu anlamda şirketlerle son derece iç içe. Sektörde aşmamız gereken tabii ki bir takım sorunlar var fakat her zaman bu çeviklik, bu profesyonellik ve bu istek olduğu sürece, ben sektörümüzün daha hızlı büyüyeceğine, finans ekosisteminden daha fazla pay alacağına, sigortalılık sayısının zamanla daha fazla artacağına gönülden inanıyorum. Sigorta sektörü, aslında görünmeyen bir kahraman. Çünkü verdiği teminatlarla insanlar rahat ediyorlar ve verdiği teminatlarla ülke ekonomisi bu güçle yatırım yapmaya devam ediyor.

Neslihan Neciboğlu Röportaj 02

Kısa Kısa...

İş hayatında olmazsa olmazınız nedir?

İş hayatımda olmazsa olmazım öncelikle başarı, enerji ve huzur. Bu üçü benim için iş hayatında olmazsa olmazım.

Çalışma arkadaşlarınızda aradığınız en önemli özellikler nelerdir?

Öncelikle iyi niyet. İyi kalp ve iyi niyet benim için çok önemli. Hata da yapılsa kişinin niyeti önemli. İkincisi uyumluluk. İklimi bozmamak, adaptasyon ve uyum. Ayrıca azim ve çalışkanlık ve tabi ki tutku ve enerji.

Çay mı kahve mi?

Çay insanıyım. Sabahları mutlaka kahveyle başlıyorum ama genel olarak çay içmeyi çok seviyorum. 

Sektörde çalışmıyor olsaydınız hangi meslekle uğraşırdınız?

Muhtemelen el becerisi gerektiren işlerden birini yapardım. Örneğin terzi ya da el sanatları. 

El becerilerini kullanarak bir şeyler yapmayı ve sonuçlandırmayı her zaman etkili ve önemli buluyorum. Ben de kendi dünyamda birşeyler yapıyorum. Örneğin, bir şeyi işleyebiliyorum, flüt öğreniyorum, kara kalemle bir şeyler çiziyorum. Fakat bunlar bu bir meslek haline dönüşemedi, küçük hobiler olarak kaldı. 

Son olarak, seyahat etmekten en çok zevk aldığınız şehir, ülke ya da yer neresidir?

Seyahat etmekten çok hoşlandığım yerler var. Yurtdışında metropollere gitmeyi sevmiyorum, küçük kasabalarda bulunmaktan keyif alıyorum. Oralara gitmek ve küçük kasabaları ziyaret etmek beni mutlu ediyor. İtalya, İsviçre ve Belçika'nın kuzeydeki bazı yerler çok güzel. Yurtiçinde ise ülkemizin her şehri çok güzel, özellikle Güneydoğu'yu çok seviyorum. 

Editör: Üveys Altun