HGR Hasar Restorasyon firmasının Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Okan Saraç: Sektörde rekabet olduğunda kalite artıyor
Sigorta Life okuyucuları için Okan Bey, kimdir? Kendinizi tanıtabilir misiniz?
Sigorta sektörüne 2008 yılında adım atarak HGR Hasar Restorasyon’un kurucu ortaklarından biri oldum. Sektördeki yolculuğuma 2008 yılından itibaren devam ediyorum. O zamanlardan beri sigorta sektöründeki paydaşlarımızla yollarımız pek çok kez kesişti. Ancak tanımayanlar için belirtmek gerekirse, sigorta sektörüne geçiş yapmadan önce sinema sektöründe yer alıyordum. Sinema ile bağımı tamamen koparmasam da, sigorta sektörüne olan ilgim ve bu alanda değer yaratma arzum ile kariyer yolculuğum bu yönde şekillendi. Sigorta sektöründe istediğimiz hedeflere de yaklaştık lakin hiçbir zaman için ulaştık demiyorum. Dolayısıyla sektörün bir parçası haline geldik. Bundan da çok mutluyuz tabii.
HGR Hasar Restorasyon tam manasıyla ne iş yapar?
HGR Hasar Restorasyon, sigorta şirketlerinin sigortalamış olduğu endüstriyel alanda hizmet veren firmaların doğal afet sonucu aldığı hasarları restore eden bir firmadır. Fabrika, HES, AVM ve plaza gibi büyük ölçekli firmalara ortaya çıkan doğal afetlerde anahtar teslim restore etme rolünde bulunan HGR, her branştaki mühendislik ekipleriyle Türkiye’de tek olan firmadır. Açıkçası bu özelliğimiz ile gurur duyuyoruz.
Yaptığımız işi açmamız gerekirse, genellikle yangın, sel baskını, deprem gibi doğal afet olayları sonrası sigorta şirketleri adına gidip felaketin yaşandığı şirkette çalışmaları yapan firmayız. Örneğin, HES şirketinde hasar oluyor oraya kendi ekibimizle gidiyoruz, orayı çalışır vaziyete getirip anahtar teslim bir şekilde teslim ediyoruz ya da beş yıldızlı bir hotel, bir fabrika ya da AVM fark etmeksizin endüstriyel alanda hizmet veren işletmelerde dünya standartlarında restorasyon gerçekleştiriyoruz. %100 yerli sermayeli bir şirket olmaktan da aşırı derece gururlu ve mutluyuz.
İşimizin duygusal bir tarafı da var. Biz düğüne, açılışa veya kokteyle çağrılmıyoruz. Felaket yaşanıyor, insanların fabrikası, iş yeri yanıyor veya zarar görüyor zaten moral motivasyonu yerlerde ve oraya gittiğimizde bizi kurtarıcı gibi görüyorlar. Bizim yaptığımız iş bilinen bir iş değil, spesifik bir iş yapıyoruz. Genellikle gittiğimiz yerlerde “Makineyi de siz mi kullanılabilir vaziyete getireceksiniz? Elektriği de mi siz yapacaksınız? İnşaatı? Ciddi misiniz? Böyle bir şey olabiliyor mu?” gibi tepkiler veriyorlar. Tüm işlerimizi bitirdiğimizde ise o insanlarla öyle bir dost oluyoruz ki çünkü o insanların kötü günlerinde yanlarında olan ilk el oluyoruz. Böyle olunca da kurulan dostluklar kolay kolay bitmiyor, unutulmuyor. 11-12 sene önce hasarını restore ettiğim Türkiye’de çok bilinen markalardan olan arkadaşlarla dostluklarım halen devam ediyor. Ben Kahramanmaraş’a gittiğimde birine uğrayıp diğerine uğramadığım zaman gönül koyuyorlar. Böyle dostluklar oluşması çok değerli. Biz bir işi yapıp bitirdiğimizde insanlardan aldığımız geri dönüşler bizi çok mutlu ediyor. İşte o zaman iyi ki bu işi yapıyorum, iyi ki burada varım, iyi ki bu insanlara bu desteği sağlayabildim diyorsunuz.
HGR, her branştaki mühendislik ekipleriyle Türkiye’de tek olan firmadır
2023 yılında meydana gelen ve 11 ili etkileyen Kahramanmaraş depremlerinde yaptığınız çalışmaları anlatabilir misiniz?
Kahramanmaraş depremi hepimizin içini yakan bir felaketti. Fakat bir yandan da hayat devam ediyordu ve oradaki deprem mağduru insanlara da yardım edilmesi gerekiyordu. 6 Şubat tarihinde deprem oldu, biz 7 Şubat sabahı ekibimizle oradaydık. Depremin üçüncü gününde 310 kişiyle orada destek vermeye başladık. Allah tekrarını yaşatmasın. Bunları söylerken de orada yaşadıklarımız gözümün önüne geliyor. HGR olarak 5 ay boyunca oradan hiç ayrılmadan çalışmalar yaptık. Bunun sonucunda da ülke ekonomisine de, oradaki deprem mağdurlarına da, sigorta şirketlerine de ciddi katkılar sağladık. Bununla gurur duyuyoruz ama tabi ki orada yaşanan üzüntüyü ve oradaki insanların yaşadıklarını gördüğümüz için de Allah tekrarını göstermesin diyoruz.
Depremden bahsettik, dediğiniz gibi 2023 yılında yaşadığımız Kahramanmaraş depremi hepimiz için çok üzücüydü ve ciddi sonuçları oldu. Olası bir İstanbul depremi için hazırlığınız veya şirketinizin çalışmaları var mıdır?
Sigorta şirketlerinin de merak ettiği bir konu bu. Olası İstanbul Depremi için “böyle bir felaket yaşanırsa ne yapabiliriz?” sorusuna çeşitli senaryolar yazarak cevapladık. Hem depolama anlamında, hem de lojistik anlamında HGR olarak elimizden geldiğince hazırlandık. Pek çok alanda önemler alarak İstanbul depremine hazırlandık. TIR hotellerimizi, lojistik tırımızı, yazıhane olarak kullanmayı planladığımız tüm teçhizatı içerisinde olan otobüsümüzü de hazırladık. Hatta otobüsümüzü öyle bir düzenledik ki internete ihtiyaç duymadan telsizle haberleşebileceğiz. Temennimiz böyle bir felaketin hiç yaşanmaması yönünde ama ola ki yaşanırsa, evet biz hazırlıklıyız.
Yangın, sel, deprem gibi meydana gelen felaketlerde sizi diğer rakiplerinizden ayıran hizmetiniz nedir?
Biz bir kere çok hızlıyız, çok çabuk hızlı organize olabiliyor ve aksiyon alabiliyoruz. Zaten bize sigorta şirketlerinden de tebrik dönüşleri bu alanlarda oluyor. Eksperlerden de, mağdurlardan da, sigorta şirketlerinden de aksiyon alma konusundaki hızımız hakkında takdir alıyoruz. Hız bizim işimizde çok önemli. Özellikle de hasarın büyümesini önleme konusunda ciddi anlamda önem arz ediyor.
Eğer ki siz restorasyon şirketi olarak hızlı reaksiyon alamazsanız örnek veriyorum yangından sonra “is” dediğimiz korozif etkisinin çok büyük sonuçları olabiliyor. Milyon dolarlık makinelerde temizlik işlemini hemen yapmazsanız o makine perte çıkabiliyor ve çöpe atmak zorunda kalabiliyorsunuz. Hızlı müdahale ettiğimizden makinelerin çoğu kurtarılmış oluyor bu da maliyetin minimalize edilmesi konusunda önemli rol oynuyor.
Aynı zamanda HGR olarak hasar tespitine gittiğimizde ekip olarak gidiyoruz, makine mühendisimiz, inşaat mühendisimiz, elektrik elektronik mühendisimiz, mekatronik mühendislerimiz kendi branşı hakkında tespitte bulunuyor. Örneğin 40.000 metrekarelik bir fabrikanın 36 saat içerisinde hasar tespitini çıkarıp sigorta şirketine veya eksper şirketine teklif verebiliyoruz. Özetle bizi rakiplerimizden ayıran en önemli özelliğimiz HGR ailesi olarak hız ve hızlı aksiyon alabilmek.
Sigortacılık fuarında sergilediğiniz TIR’ı anlatabilir misiniz?
Evet, tırımız çok sansasyon yarattı. Restorasyon şirketi olarak sektörün içerisinden ihtiyaçları görüyor ve bu ihtiyaçlara cevap olacak hizmetler geliştiriyoruz. Kahramanmaraş depreminde hızlı aksiyon alıp müdahale etmenin yanında ekibimizin konaklama ihtiyacının ciddi bir sorun olduğunu tespit ettik. Şirketimize ait karavanlarımızla devam ediyorduk lakin daha kapsamlı bir konaklama çözümünün gerektiğini düşündük. Ve otel TIR projemizi hayat geçirdik. Otel TIR projemiz çok beğeni topladı, çok güzel dönüşleri oldu ve fazlaca bu konuda tebrik aldık. Tabi ki böyle olumlu dönüşler de bizi motive ediyor, kendimizi geliştirmek ve ileri gitmek anlamında önemli bir motive kaynağı oluyor.
Peki süreç şöyle mi işliyor; önce bir yerde istenmeyen bir felaket oluyor sonrasında eksper şirketler sigorta şirketleriyle beraber sizinle iletişime geçiyor, siz ekibinizle birlikte müdahalede bulunuyorsunuz ve mümkün olan en kısa sürede tüm hasarları restore edip anahtar teslimi gerçekleştiriyorsunuz şeklinde mi ilerliyor?
Sürecin nasıl ilerlediğini daha anlaşılır olması için AVM’de çıkan yangın örneğinden ilerlemek istiyorum. Bugün bir AVM’nin bir mağazasında ya da teknik odasında yangın çıkabilir fakat yangın çıkması çok önemli değildir önemli olan asıl kısım peşinden oluşturduğu o is ve dumanın bütün mağazalara sirayet etmesidir. Tüm AVM’ye yayılan is ve duman hasarın ciddi boyutlara ulaşmasına sebebiyet vermektedir. İsin içerisinde bulunan karbon ve yağdır. Karbon ve yağ karışımının tekniğinin bilinmeden temizlenmesi her şeyin çöp olmasına sebebiyet verir. Bizim HGR olarak kullandığımız profesyonel kimyasal ürünlerimiz, teçhizatımız ve lojistiğimizle dünyadaki en yüksek kaliteyi ile temizlik işlemini sağlıyoruz. Konu ile ilgili bir örnek vereyim yangının çıktığı yere hepa hava filtrelerini yerleştirerek saatte 10.000 m³ havayı temizleyebiliyoruz. Böylelikle hasarın büyümesini %90 oranında etkileyebiliyoruz.
2025’te henüz sektörde olmayan birçok yeniliğe imza atmaya devam edeceğiz
Eski bir röportajınızda 700 milyon euro katma değer ürettiğinizi belirtmişsiniz. Büyük bir rakam, bu konuyu biraz açar mısınız? Yeni hedefiniz nedir?
Evet böyle bir ifademiz oldu. Aslına bakılırsa bizim hesapladığımız 250-300 milyon euro civarında bir emtia, makine, tesisat kurtardığımızı biliyorduk fakat Kahramanmaraş’taki bir toplantıda bir sanayicinin söylemleri doğrultusunda ürettiğimiz değerin 700 milyon euroya dayandığını fark ettik. Sanayici dostumuz, “Okan Bey, siz sadece direkt kurtardığınız makineleri hesaplıyorsunuz, çarpanlarını hesaplamıyorsunuz. Ben İtalya’daki makine üreticisiyle görüştüm. Normal şartlarda kullandığımız makinelerin sipariş oluşturduğumuzda termini 6-8 ay iken güncel durumda herkes aynı sıkıntıyı yaşadığından ve tüm fabrikalar yoğun bir şekilde sipariş oluşturduğundan terminler 3 yıla kadar çıktı. Dolayısıyla benim fabrikam 3 sene kapalı kalacaktı, bünyemde çalışan onlarca işçi ekmeksiz kalacaktı, ben belki 3 yıl sonra sektörde yer alamayacaktım. Ama sizin sayenizde 6 ay sonrasında fabrikamı aktif hale getirebildim. Allah razı olsun sizden.” dedi. Bu da bizim için en büyük mutluluklarımızdan, kıvanç duyduğumuz bir an oldu. Onun gururunu yaşıyorum.
Şirketlere ve eksperlere destek olacağınızı söylemiştiniz. Bu doğrultuda ne gibi çalışmalarda bulundunuz?
Kendim başta olmak üzere tüm ekip arkadaşlarım kendi branşlarında fuarlara katılıyor ve katma değer sağlayacak olan ürünler her neredeyse bulup ülkemize getiriyoruz. Elimizdeki teknolojiyi dünya standartlarında tutmaya özen gösteriyoruz. Böyle olunca da hasarları minimalize ettiğimiz için sigorta şirketlerinin elini kolaylaştırmış oluyoruz. Aynı şekilde eksper şirketi için de ekip arkadaşlarımızla beraber doğal afetin yaşandığı bölgeye en hızlı şekilde ulaşıp branşında uzman olan mühendis arkadaşımızla eksper şirketinin yönlendirmesiyle ikinci bir göz olarak hasar raporlaması oluşturuyoruz böylelikle eksper şirketlerinin de elinin güçlenmesini sağlıyoruz. Hem sigorta hem de eksper şirketlerinden “teşekkür ederiz” geri dönüşünü aldığımız için çözüm ortağı olduğumuz şirketlere destek olduğumuzu ve olmaya devam edeceğimizi çok rahat söylüyoruz. Asıl 2025’te henüz sektörde olmayan birçok yeniliğe imza atmaya devam edeceğiz.
2024 yılı nasıl geçti? Hedeflerinize ulaştınız mı?
2024 yılı dünya çapında kaos içerisinde geçti, komşularımızda da ne yazık ki kaoslar yaşandı. Kendi sektörümüz içinse yoğun tempoda geçtiğini söyleyebiliriz. 2025 yılı için yapacaklarımızı planlayarak, olası büyük Marmara Depremi için hazırlanarak, farklı projeler ve alanlarda acil müdahale gerektiğinde neler yapabileceğimize dair önlemler alarak geçti. 2025 yılına hazırız diyebiliriz.
Sadece ülkemizde hizmet vermediğinizi biliyoruz, hangi ülkelerde ne gibi faaliyetleriniz olduğundan bahsedebilir misiniz?
Elinizde teknolojik imkanlar ve profesyonel ekip olunca sınırların dışına da taşıyorsunuz tabii. Yunanistan’ın Volos bölgesinde oluşan bir sel hasarında, Avrupa’dan bile tam teçhizatlı restorasyon şirketi bulamadılar ve bizden hasar tespiti ve restorasyonu için talepte bulundular. Bunun üzerine Yunanistan’a gidip 3 aylık bir çalışma ile oradaki hasarı da restore ettik. Ama tabi ki sırf orası değil Romanya’da da, Kıbrıs’ta da hasar restore çalışmalarında bulunduk. Dünya piyasasında yer alabilmek için Avrupa standartlarında olmak çok önemli. Sizin vizyoner bir yapıda olmanız yetmiyor, aynı zamanda kullandığınız kimyasallar, teknolojileriniz ve lojistiğinizin de belli bir düzeyde olması gerekiyor.
Sosyal sorumluluk projeniz var mı?
Şirket olarak her sene farklı bir konsept ile kurumsal sosyal sorumluluk projesi üretiyoruz. Bir sene doğa konseptiyle hatıra ormanları oluşturuyorken, bir sene sokak hayvanları için projeler üretiyoruz, yaşadığımız yıkıcı deprem felaketinde depremle ilgili yardım projelerinde bulunduk. KSS bizim olmazsa olmazımız bir şekilde muhakkak sosyal sorumluluk projelerini hayatımıza dahil ediyoruz. Lakin bu projeleri paylaşmayı sevmiyoruz şirket olarak zaten yapmamız gereken olgular olarak değerlendiriyoruz.
Sektöre bir mesajınız var mı?
2025 yılının sağlık, huzur, mutluluk ve barış içerisinde geçmesini diliyorum ülkem ve tüm paydaşlarım için. Atatürk’ün söylediği gibi “yurtta sulh, cihanda sulh” olsun. Dünyamız ve ülkemiz de barış, mutluluk içinde bir 2025 yılı geçirelim. Dünya’nın gerçekten buna çok ihtiyacı var diye düşünüyorum.
Kısa Kısa...
Okan Saraç’ı bir de sigorta sektörü dışında tanımak isteriz. Sinemaya karşı bir ilginiz var diyemeyiz, sinema sizin için ilginin çok daha ötesinde, zaten oradan geliyorsunuz. Biraz o tarafı açar mısınız? Sinema geçmişinizde neler yaptınız?
Ben ilkleri yapmayı seven biriyim, karakter olarak böyle bir tarafım var. Sinema için İstanbul Sanat Merkezi isminde Türkiye’nin ilk yerleşik platosunu kurdum. Burada 2’inci katta Mahir Günşiray Tiyatrosu, 4’üncü katta Bedri Baykam Resim Atölyesi olan bir sanat merkeziydi. Sinema bizim ruhumuza işlemiş bir tutku, farklı sektörlerde yer alıyor olsak da yeri çok ayrı. Sinema sektörüne yakın zamanda bir sürprizim olacak. Çok da beğenileceğini düşündüğüm sevdiğim ve içinde bulunduğum iki sektörü birleştirdiğim bir film çekmeyi planlıyorum. Sigorta ve sigortalıyı bilinçlendirme konusu ile ilgili çok iddialı bir film olacak. Ama şimdilik bu kadar bilgi yeterli sürprizi kaçsın istemem.
Sinemadan bahsetmişken hayatınızı etkileyen ya da izlemekten büyük keyif aldığınız bir yapım var mıdır?
Evet, beni çok etkileyen bir film var. 1957 yılı yapımı olan “12 Kızgın Adam” 12 jüri üyesi tarafından cinayetle suçlanan bir adamın 11 jüri üyesinin fikrini değiştirmeyi başarma hikayesini anlatan muhteşem bir filmdir. Çok severek izlerim.
Hobileriniz arasında tekne ve denizcilik var, peki en çok hangi lokasyonu seviyorsunuz?
Ben soğuk su insanıyım. Ayvalık hem suyu bakımından hem de yakın olması bakımından benim ilk tercihim oluyor. Burgaz Ada’yı da çok severim aslında lakin açık olmak gerekirse ben denizi seviyorum, deniz de olayım da nerede olduğumun pek önemi yok.
Türkiye’yi çok seviyorsunuz ama ülkemiz dışında bir yerde yaşamak zorunda olsaydınız nereyi tercih edersiniz?
Gerek fuarlar için gerekse turistik olarak pek çok yeri gezmişliğim var lakin ne zaman ülkeme dönsem “ben başka yerde yaşayamam” diyorum. O yüzden benim için ülkem dışında pek seçenek yok diyebiliriz.
Size ilham veren kişi kimdir?
Babam. Babam çok doğru, dürüst ve geri adımı olmayan bir adamdı. Çocukluğumdan beri babama bakar hayran olurdum, onun gibi olabilir miyim bilmiyorum ama en azından idolüm babamdır.
Çalışırken, ekip arkadaşlarınızda ve personellerinizde neye dikkat edersiniz?
İş hayatınızda olmazsa olmaz nedir?
Benim için iş hayatında olmazsa olmazım, herkesin işini hakkıyla yapıyor olmasıdır. Herkesin ne iş yapıyor olursa olsun saygısının olması gerektiğini düşünüyorum. Herkes hata yapabilir tabi ki ama ne söz verildiyse o şekilde yapılmasını beklerim. Ekibim ve çözüm ortaklarımız gayet iyi bilirler beklentilerimi, birçok şeyi yıktırıp yeniden yaptırabilirim. Ne söylendiyse onun yapılmasını isterim, kişinin işini en iyisini yapacak şekilde çalışıyor olması çok önemli.