SÖYLEŞİ

Hepiyi Sigorta Genel Müdürü Şenol Ortaç, Sigorta Life Sohbetleri'nin Konuğu Oldu!

Hepiyi Sigorta Genel Müdürü Şenol Ortaç, Sigorta Life Sohbetleri’nin konuğu oldu. Genç olmalarına rağmen en yaygın sigorta şirketi olduklarını vurgulayan Ortaç, sorularımızı cevapladı. Sigorta sektörüne dair bu keyifli sohbeti Sigorta Life Dergi sayfalarından okuyabilirsiniz.

"Türkiye’nin en yaygın sigorta şirketiyiz!”

Şenol Bey sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Evli ve iki kız babasıyım. Birkaç ay sonra sektördeki 30’uncu yılım dolacak.  Sektördeki birçok arkadaş gibi ben de spontane bir şekilde girdim ama sektörde olmaktan mutluyum.

30 yıl içinde çok önemli dostluklar ve iş birlikleri yaşadım.

Hepiyi Sigorta’nın kuruluşundan bugüne kadar olan hikayesini özetler misiniz? 

Hepiyi, çok genç bir sigorta şirketi. İlk poliçesini Haziran 2022’de kesti, 2 buçuk yaşında diyebiliriz. Birbirini tanıyan, daha önce beraber çalışmış bir ekip tarafından kuruldu. Farklı olan yönümüz, şirketin yüzde 10’u kurucu ekibe ait. Ana sermayenin yüzde 90’ı Doğan Holding’e ait. Özellikle bireysel alanda çok kuvvetli kasları olan, genç, dinamik, teknolojiyi kullanmayı seven, farklı ve ezber bozan bir sigorta şirketiyiz diyebilirim. 

Hepiyi Sigorta için hem bu zamana kadar olan süreç hem de 2024 yılı nasıldı? 

Bizim için fırtına gibi geçti. Projelerle, ‘farklı neler yapabiliriz’ tartışmalarıyla ve onları hayata geçirmekle geçti bu süreç. Bir yandan da çok hızlı büyüdük. 2024, bizim için büyüme yılı da oldu. Müşteri sayımız 2 milyonu aştı.  Kaskoda yaklaşık % 5, trafikte de %6’lık bir pazar payına ulaştık. Bizim yaşımızda ve yenileme portföyü olmayan bir şirket için güzel rakamlar. Yılı yaklaşık 15 milyar ciro ile kapatacağız ve güzel de bir kâr elde edeceğiz. Hedefler tuttu diyebilirim. 

Müşterilerinize en çok hangi ürünleri sunuyorsunuz?

Bireysel ürünlerde kasları kuvvetli bir şirketiz. Başta kasko ve trafik olmak üzere, tamamlayıcı sağlık, seyahat sağlık, konut gibi bireysel ürünlerde varız. Bizim farklı bir özelliğimiz de Türkiye’nin en yaygın sigorta şirketi olmamız. 8.000’e yakın acentemiz var. Türkiye’nin sadece her ilinde değil, hemen hemen her ilçesinde bir Hepiyi acentesi var. 

Dijitalleşmeye bakış açınız nedir? Dijitalleşmenin avantajlarından bahsedebilir misiniz? Yapay zekayı hizmetlerinizde kullanıyor musunuz?

Hepiyi Sigorta, genç olmanın getirdiği avantajla teknolojiyi yoğun kullanıyor. Satış aşamasından hasara kadar teknolojiyi her alanda çok yoğun bir şekilde kullanıyoruz. Türkiye’nin en verimli sigorta şirketlerinden biriyiz. Gelir-gider oranı en düşük sigorta şirketiyiz diyebilirim. Bu bizim bir miktar iş yapış tarzımızla, bir miktar da yeni kurulmanın getirdiği avantajla teknolojiyi yoğun kullanmaktan geliyor. Özellikle müşteri ile buluştuğumuz her alanda hem makine öğrenmesi hem de yapay zekayı kullanmaya çalışıyoruz. Tarife çalışmalarımızda makine öğrenmesinin önemli katkıları var. Hasar anında, hasar ile ilgili tüm süreçlerde yapay zekayı yoğun kullanıyoruz. 

“Hep İyi Teklif, Hep İyi Fiyata” mottosuyla çıktığınız bu yolda müşterilerinize sunduğunuz hizmetler nelerdir?

Reklamlarımızda da dediğimiz gibi, uygun fiyatla müşteriye çok iyi hizmet veren bir sigorta şirketi olmak istiyoruz.  Türkiye’nin en hızlı hasar ödeyen sigorta şirketi olmak istiyoruz ve bununla ilgili çalışıyoruz. Bizim ölçeğimizin ve verimliliğimizin verdiği gücün de neredeyse tamamını müşteriye yansıtmak istiyoruz. O da bizim müşteriye uygun fiyatla, iyi hizmet vermek için elimizde bir silah oluyor. Gelir/gider oranımız çok uygun, ölçek sorunumuz yok hatta tam tersi. Yaklaşık 200 çalışanımız var ve biz 200 kişi ile 2 milyon poliçe üretiyoruz. Sermayedarımız Doğan Holding de güçlü bir grup. Hem sigortacılığı hem de finansı bilen, dijitalde çok önemli başarıları olan bir Holding. Onların gücü de hep yanımızda, beraber kol kola çalışıyoruz. Ben burada tanıştım Doğan Holding ile ama ekip olarak onlarla çalışmayı çok sevdik. Çalışması hem kolay hem de keyifli bir grup. Ben daha önce birkaç farklı sermaye grubu ile çalıştım. Hepsinin farklı özellikleri var ama bunlar içerisinde belki de en rahat, en özgür çalıştığım grup Doğan Holding oldu. Bizim başarımızın üzerinde bunun da etkisi var bence.

Sizi rakiplerinizden ayrıştıran özellikler nelerdir?

Sigorta, müşteri tarafından bakıldığında satılması zor bir ürün. Kimse sigorta poliçesi aldım diye sevinmiyor. Sigorta, ucuz bir ürün değil, hizmeti hemen almadığınız, hasar anında devreye giren, biraz da karmaşık bir ürün. Biz bu işi biraz daha basitleştirmek istiyoruz. İnsanların sigortayı aldığında ve onu kullanmaya ihtiyaç duyduklarında hayatlarını kolaylaştırmaya çalışıyoruz. Teknolojiyi bu alanda kullanıyoruz. Teklif almayı da hasar hizmetlerimizi de hem hızlı hem de basit ve anlaşılabilir hale getirmeye çalışıyoruz. Daha gidecek çok yolumuz var. Sigorta poliçesini halka indirebildiğimizde, doğru anlatabildiğimizde hem sigorta penetrasyonu yükselecek hem de insanların daha mutlu olabilecekleri bir ortam olacak. Biz bunun için çalışıyoruz.  

Hepiyi Sigorta olarak şu an mevcut olan ya da planladığınız bir sosyal sorumluluk projeniz var mı?

Aydın Doğan Vakfı ile özellikle kız çocuklarının eğitimine yönelik farklı sosyal sorumluluk projelerinde bulunuyoruz. Onlara destek vermeye çalışıyoruz. Grubun o alanda önemli yatırımları ve projeleri var, ona hem maddi hem de manevi destek vermek için elimizden geleni yapıyoruz. 

Sektörle ilgili bir yorumunuz var mı? Reasürans görüşmeleri nasıl geçiyor?

Reasürans konusunda bu sene bir kapasite sorunu yaşamayacağız. Sadece biz değil sektörün tamamının bir kapasite sorunu yaşayacağını düşünmüyorum. Bir miktar fiyatlar yükselecek olabilir ama geçtiğimiz yıl depremin etkisi ile yaşanan problemlerle kıyaslandığında önümüzdeki yılın reasürans ile ilgili problem yılı olacağı söylenemez. Sigorta sektörünü olumlu görüyorum. Şirketler kâr elde etmeye başladı. Bunun bir kısmı finansal kâr bir kısmı da şirketlerin kendi yetileri ile gerçekleşen kâr. Sigorta sektörü büyüyor. Bundan 5-6 yıl öncesine bakıldığında, hayat dışında 10 milyar dolarlık bir sektör vardı, bu hızla 20 milyar dolara gidiyor. Avrupa’daki diğer ülkeler ile kıyaslandığında hiç de az olmayan bir ölçek. Saygınlığı ve önemi her geçen gün artıyor. Yakın zamanda finansal güçlenmenin müşteriye de yansıdığını göreceğimizi düşünüyorum. Güçlenen sigorta şirketleri, daha kalifiye insan kaynağına yatırım yapıyor. Yapılan yatırım da eninde sonunda müşteriye, hizmet ve ürün olarak dönüyor. Sektör, pandemide ve sonrasında yaşanan depremlerde çok büyük ve önemli bir sınav verdi. Sadece hasar ödeme değil, poliçe yenileme, tahsilat, hasar, acente, dağıtım kanalı gibi konularda da sektör çok başarılı bir dönem geçirdi. Her geçen gün daha iyiye gittiğimizi düşünüyorum. 

2025 yılı için hedefleriniz neler?

Oto sigortalarındaki payımızı, muhtemelen devam ettireceğiz. Diğer ürünlerimizde de bir miktar daha büyümeyi öngörüyoruz. Hasar hizmetimizde fark yaratmak istiyoruz. Çok yakın zamanda farklı iş yapış şekillerini görmeye başlayacak müşterilerimiz. Sektörün en hızlı hasar ödeyen sigorta şirketi olmak istiyoruz ve bununla ilgili sürekli çalışıyoruz. Sigorta sektörü gibi Hepiyi Sigorta da karlılık açısından oldukça pozitif bir yılı geride bıraktı. Önümüzdeki senenin de özellikle kendi şirketim adına benzer sonuçlar doğuracağını düşünüyorum. 

Kısa Kısa...

Şenol Bey, çalışma hayatınızda olmazsa olmazınız nedir?

Bu olmazsa olmaz dediğim aslında pek bir şey yok. Hem kendi adıma hem de ekibim adına yaptığımız işin sonuç üretmesini seviyorum. Sonuç bazen kâr bazen verimlilik oluyor. Hesaplı ve kitaplı iş yapmayı seven bir ekibiz. Şirketin, kâr etmeyi bilen, farklı olmayı seven ve ezber bozan bir kültürü var. İş hayatında önem verdiğim alanlar bunlar olabilir. 

Çalışma arkadaşlarınızda hangi özelliklere dikkat ediyorsunuz?

Hepimizin farklı, kuvvetli olduğu kasları var. Doğru olan herkesin o kuvvetli olduğu kasları ortaya çıkarabilmek. Farklı özellikleri olan bir ekibiz. Hepsi beraber toplandığında ve herkesin o kuvvetli kasını ortaya çıkarıp bundan yararlanabildiğinde başarı gelebilir. İllaki özellik söyleyeceksem adil olmak ve empati yapabilmek diyebilirim.  Ekip arkadaşlarına, müşterilerine ve sermayedarına adil olmak ve onlarla empati kurabilmek çok önemli. Daha önce de söylediğim gibi, doğru olanın ekipteki herkesin kuvvetli yanlarını ortaya çıkarabilmek olduğunu düşünüyorum.

Şenol Bey, eğer bu mesleği yapmasaydınız hangi mesleği yapardınız?

Eğer bu mesleği yapmasaydım eğlence sektöründe ya da spor alanında yer almak isterdim. Basketbol koçu olmak isterdim. Orada da yöneticiliğin, takım kurmanın ve takıma anında müdahale etmenin çok önemli olduğunu görüyoruz. Farklı olarak da tiyatro ya da sinema ile ilgili bir iş yapmak isterdim. Özel hayatımda da iş hayatımda da farklı şeyler yapmayı, ezberleri bozmayı seviyorum. Farklılık yaratabileceğim bir sektörü seçerdim.

Hobileriniz nelerdir?

Hobilerimde ilk sıraya kayak sporunu koyabilirim, bu sporu çok seviyorum. Basketbol da hobilerim arasında. Tiyatroyu seviyorum. Eşimle birlikte ayda birkaç defa tiyatroya gitmekten ve değişik tarzda oyunları izlemekten çok keyif alıyoruz. Çiçekleri severim ve onlarla konuşurum. Benim için çok değerli olan ve 30-35 yıldır sürekli baktığım çiçeklerim var. Çiçeklerle konuştuğumda onların tepki verdiğine inanırım. Kitap okumayı da çok severim.