Bu röportaj 22 Mayıs 2024 tarihinde gerçekleştirilmiştir...

HDI Sigorta Genel Müdürü Firuzan İşcan, Sigorta Life'ın konuğu oldu. Hem sektördeki gelişmeleri değerlendiren İşcan hem de HDI'nin 2024'e dair planlarını anlattı.

Güvence Hesabı Genel Müdürü Abdullah Kara Sigorta Life’a Özel Açıklamalarda Bulundu. Güvence Hesabı Genel Müdürü Abdullah Kara Sigorta Life’a Özel Açıklamalarda Bulundu.
  • Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? 

Ben Firuzan İşcan, HDI Sigorta Genel Müdürüyüm. 24 yıllık sigorta sektörü tecrübesiyle, bu alandaki tutkum ve birikimlerimi sizlerle paylaşmaktan büyük bir onur duyuyorum. Akademik kariyerime üniversitede başladıktan sonra, sigorta sektöründe ilk profesyonel adımlarımı bilgi işlem departmanında attım. O dönem, ilk web tabanlı yazılımların ve canlı ortam yazılımlarının geliştirildiği heyecan verici bir dönemdi. Bu alandaki analistlik görevim sırasında, bilgi işlemdeki 5 yılımın ardından bölge müdürü olarak satış tarafına geçiş yaptım. Bu sayede, sigortanın en can alıcı noktasını, sahadaki dinamikleri ve müşterilerin ihtiyaçlarını deneyimleme imkanı buldum.

Satıştan sonra pazarlamada 3 yıl görev aldım. Ardından, 2016-2017 yılları arasında Almanya'da global bir rol üstlenerek, 33 ülkeden sorumlu olan Global Müşteri ve Dağıtım Kanalları Başkanı olarak görev yaptım. Bu iki sene boyunca, 33 ülkede 130'dan fazla projeye imza attık. Bu deneyim, sigortacılığın farklı ülkelerde nasıl uygulandığını, müşteri ve dağıtım kanallarındaki çeşitlilikleri görmemi sağladı. Farklı coğrafyalarda da olsa, sigortanın ortak bir dili olduğunu ve benzer acı noktaları olduğunu gözlemleme şansı yakaladım. Müşterilerin sigortayı anlamada yaşadığı zorluklar, karmaşık ve uzun poliçeler, iletişimdeki zorluklar gibi problemler sadece Türkiye'ye özgü değilmiş, tüm dünyada benzer şekilde yaşanıyormuş bunu anladım.

2018 yılında tekrar Türkiye'ye döndüm ve bir asistans şirketinin genel müdürlüğünü üstlendim. Ardından, önceki şirketimde 5 yıl boyunca satış ve pazarlamadan sorumlu olarak görevde bulundum. HDI Sigorta'nın genel müdürlük görevini yürütmekteyim.

  • HDI Sigorta'da bulunduğunuz süre boyunca şirketle ve projelerle ilgili görüşleriniz neler?

Burada bulunduğum 100. günümde şirketin 3 yıllık planını hazırladık. Yaklaşık 80 inisiyatif ve proje tanımlayıp planladık ve 2024'ten itibaren bu projeleri hayata geçirmeye başladık. 2024 bizim için bir başlama noktası oldu. Geçtiğimiz yıl ağustos ortasında göreve başladım. Ben çalışma hayatımda böyle farklı görevlerde çokça bulunduğum için özellikle ilk 90-100 gün çalışma işleyişini çok önemsiyorum. İlk ay ekip arkadaşlarımı, yöneticilerimi ve bölge ekiplerini dinleyerek işe başladım. Birçok acenteyi ziyaret edip onlarla da görüştüm. İkinci ayda ise bu dinlediklerimizden yola çıkarak neler yapabileceğimizi planladık. Üçüncü ay ise 3 yıllık bir yol haritası çıkardık. Bu yol haritası sadece benim değil, 800 kişilik ekibimizle birlikte, kasım ayında gerçekleştirdiğimiz 5 günlük çalıştaylarla oluşturuldu. Bu çalıştaylarda hem değerlerimizi hem de vizyonumuzu belirledik. Yüzüncü günümde ise şirketin 3 yıllık planını hazırladık. 2024'ten itibaren bu projeleri hayata geçirmeye başladık. 2024 bizim için bir başlama noktası oldu. 

  • Sigorta sektörü geçtiğimiz yıl yaşanan zorlukların altından başarıyla kalkabildi mi? 

Bu tabii ki hem haneleri hem bireyleri hem küçük işletmelerin mevcut yaşamlarını etkiledi. Makroekonomik olarak içinden geçtiğimiz dönemde gerçekten büyük zorluklar çektik. Bence sigorta sektörü bütün bu zorlukların üstesinden geldi ama kolay değildi. Birçok şeyi aynı anda yaşadık. Tabii ki en acısı 6 Şubat'ta yaşanan Kahramanmaraş depremleriydi. Üst üste gelen, birbirini tetikleyen iki deprem maalesef on bir ilimizi çok büyük etkiledi. Çok can kayıpları, mal kayıpları yaşadık. Tekrar buradan bu vesileyle bütün kayıp yaşayan vatandaşlarımıza başsağlığı diliyorum. Kayıplarımız da nur içinde yatsınlar. Deprem sonrasında birkaç kere bölgeyi de ziyaret etme şansım oldu. Biz ocak ayının ortasında ilk ziyaretlerimizi en çok etkilenen Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Malatya'ya yaptık. Orayı görmemiş, gitmemiş okuyucuların anlaması gerçekten hiç kolay değil. Orada yaşayan, bunu maalesef yaşamış olanların geçirdiği süreç hiç kolay değil.

Biz tabii ki hem vatandaş olarak hem sigortacı olarak oralarda hep bulunduk. Sigorta sektörü o anlamda yaraları sarmada, hasarların çabuk ekspertizini yapmada ve dosyaları kapatma, ödemeleri yapmada gerçekten çok hızlı davrandı. Orada DASK kurumumuz da yine çok hızlı hareket etti, aksiyonlar aldı. Maalesef biz bir deprem ülkesiyiz ve bunları yaşıyoruz. Bu deprem hepsinden çok daha geniş kapsamlı bir depremdi ve bence deneyimlerimizi sahaya yansıtıp zarar gören vatandaşlarımızın yardımına koşabildik.

Ekonomik zorluklar da yaşadığımız bir yıldı. Özellikle pandemi sonrasında, farklı bir kulvara girdik. Bu tabii ki hem haneleri hem bireyleri hem de küçük işletmeleri etkiledi. Sadece Türkiye’ye özel değil bir de maalesef içinde bulunduğumuz coğrafyada hem kuzeyde savaş çıktı hem de 2023'te güneyimizde olaylar oldu. Seçimlere kadar sigorta sektörünü özellikle topladığı fonların değerlendirilmesi, yükümlülüklerini yerine getirmekle ilgili olarak paranın zamana karşı erimesini engellemek için çok büyük zorluklarla geçti. Sigorta şirketlerinin sermayeleri eridi. Ama günün sonunda dönüp 2023’e bakıldığı zaman %110 büyüyen, toplamda hayatla birlikte 500 milyar liralık bir prim büyüklüğü, neredeyse son 8 yıldır 10-11 milyar dolarlar civarında giderken doların değerindeki daha makul gidiş sebebiyle 15 milyar dolara çıkan bir prim üretimi var. Teknik karlılığa baktığımızda da yine 2023'te tabii ki deprem hasarında hepimiz hasarları ne getirdik, orada yaklaşık 5 milyar dolarlık hasarın 500 milyon doları sektördeki oyuncuların kendi teknik giderlerinden ya da teknik harcamalarından karşılanırken 4,5 milyar dolarlık bir tazminat da yurt dışından, reasüranslarımızdan geldi. Dolayısıyla tamamı sektöre maliyet olarak yansımadı. Dipte sonuçta pozitif bir yılın ikinci yarısında artan faizlerin de etkisi, finansal gelirlerin etkisiyle de önemli pozitif bir yıl oldu.

  • İlk çeyrek nasıl geçti? Öngörüleriniz gerçekleşti mi? Ve yılın kalan bölümleriyle ilgili düşünceleriniz ve öngörüleriniz nelerdir?

Geçen seneki seçim atmosferinden biraz daha farklıydı. Daha sakin geçti. O dönemde arkadaşlarımla birlikte on dokuz il dolaştık ve bu sayede seçim öncesinde Türkiye'nin nabzını tutma imkanı bulduk. Daha sakin bir seçim dönemi geride kaldı. 2024 yılına baktığımızda, sigorta sektörü için makroekonomik açıdan oldukça öngörülebilir bir ortamın hakim olduğunu görüyoruz. Geçen yıl, özellikle deprem sonrasında oto dışı branşlarda yaşanan gelişmeler ve reasüransla ilgili 4,5 milyar dolarlık yatırımlar, Türkiye'ye olan ilgiyi artırdı. Bu durum, doğal olarak katastrofik risklerle ilgili maliyetleri ve Türkiye'den beklentileri de yükseltti. Tüm sigorta sektörünü ve dolayısıyla da müşteri poliçe primlerini etkiledi. 2023'te bu etkiyi net bir şekilde hissettik ve 2024'e girerken de sektörün en sıcak konusu buydu. Primler ne olacak? Sigorta bedellerinin artışı üzerine bir de reasürans maliyetlerinin artışı vardı. Müşteriler, özellikle de oto dışı yangın ve deprem primlerinde, önceki seneye göre iki kat, iki buçuk kat veya üç kat oranında prim artışlarıyla karşı karşıya kaldılar. Bu durum, yangın branşında ilk çeyrekte %170 civarında prim büyümesi sağladı. Oto branşı biraz daha farklı ilerliyor. Burada kasko ve trafiği ayrı değerlendirmek gerekiyor. Kaskoda ise enflasyon altında bir ortalama prim büyümesi yaşandı. Bunun sebebi, geçen senenin ilk yarısında fiyatların yüksek olması ve ikinci yarıda normalleşmesiydi. Bu sene ilk çeyrekte de geçen senenin ikinci yarısının devamı niteliğinde, daha rekabetçi bir kasko pazarı gördük. Şu anda pazarın yavaş yavaş normale döndüğünü görüyoruz. Dolayısıyla 2024'te benim ve ekibimin beklentilerimize paralel bir başlangıç olduğunu söyleyebilirim. Şu anda da beklentilerimize paralel olarak gidiyor. HDI Sigorta'nın da performansı ve prim üretimi, planlarımız ve bütçemiz doğrultusunda ilerliyor.

  • Sanayicilerle sigorta şirketleri arasındaki son durum nedir?

O sadece Türkiye'deki depremle alakalı değil, global olarak dünyada katastrofik risklerin gerçekleşme frekansı artıyor. Yani artık biz de ülkemizde, kasırgalar, dolu yağışları, yılda en az birkaç defa sel felaketlerini daha fazla yaşıyoruz. Bu olayların sayısı artıyor. Sonuçta biz sigortada primleri toplayıp havuza alıyoruz. Bu havuzlardan daha büyük havuzlara aktarıyoruz ve bu havuzlar bu hasarları ödedikçe maliyetleri artıyor. Dolayısıyla bu havuzlara daha çok para koyma ihtiyacı oluyor. Sonuçta belli bir olasılık, bir olayın gerçekleşme olasılığı artıyorsa toplanan primi de arttırmamız gerekiyor. Bundan sonra da özellikle bu tür risklerin gerçekleşme olasılığında azalma beklemiyoruz, hepsi aslında bir domino etkisi yapıyor. İklim değişikliği, dünyanın ortalama sıcaklığı her yıl artıyor. 2023'te de rekor kırıldı. Bununla ilgili olarak artık doğa olayları çok daha sertleşiyor. Bu da tabii ki sigortacılıkta hasarları artırıyor. Bu da çok doğal olarak havuza daha çok prim ihtiyacı doğuruyor. Bunun da yansıması müşterilere oluyor. Bu durum beklenmedik bir şey değildi. Geçmişte sigorta kalemi belki genel giderler içerisinde çok dikkatlerini çekmiyordu ticaret yapanların, sanayicilerin, şu anda artık o genel giderler içerisinde bir kalem. Ama şunu da unutmamak lazım. Sigorta bedelleri, yani mallarının değeri, sanayicinin, makinelerinin değeri, emtialarının değeri de çok arttı. Hem TL bazında arttı, Türk lirası bazında hem de döviz, dolar ya da euro bazında da arttı. Şunu duyabiliyoruz bazen işte geçen seneki prim 100 liraydı, şu anda 300 lira oldu. Ama bu 100 liradan 300 liraya sadece prim çarpanından olmadı, bedeller de 2,5 katına çıktı. Deprem tarifesi de değişti bu dönemde sigortadaki çarpanlar da %25 artmıştır, %30 artmıştır ama toplamda baktığınızda primlerde çok daha büyük artışı görüyoruz ve bunun çoğu sigorta bedelindeki artış kaynaklı.

  • "Dün, bugün, yarın birlikte varız" mottosuyla yola çıktınız. Bu buluşmalardan, acentelerinizden ve meslektaşlarınızdan aldığınız geri dönüşler nasıl oldu?

Çok sıcak karşılandık, bir kucaklaşma vardır ya, onu yaşadık. Şirketimiz bu tür bölge toplantıları önceki dönemde çok yapma fırsatı bulamamış. Tabii pandemi, şirket birleşmeleri, satın almaları... Bu anlamda HDI Sigorta'nın bölgeleriyle, tüm acenteleriyle ilk buluşmalarıydı. Geleneksel olarak acenteler toplantıları yapıyoruz. Biz de geçen sene ekim ayında yaklaşık 900 kişilik büyük bir organizasyonda acentelerimizle buluştuk ama 3500 tane acentemiz var. Biz bu bölge toplantıları ile 3200'ün üzerinde acentemizle birebir karşılıklı konuşma imkanı bulduk. Kucaklaşma, toplantı öncesindeki o çay kahve sohbetlerinde teveccühü gördük. O anlamda ben çok mutlu oldum. Bir şey yapmaya çalışıyoruz hep birlikte. Neden "dün, bugün, yarın" demiştik? Bu şirketin aslında çok büyük bir başarısı var. Yeni bir şirket, genç bir şirket son 30 yıldan daha kısa bir sürede sektörde ilk 5'e kadar girdi. Bunun da en büyük katkısını veren acentelerimizle biz o dün bu şirketin kuvvetli olan tarafları neler, nasıl bunlar başarıldı, bugün biz nasıl bir ortamda çalışıyoruz ama en önemlisi yarın nereye gidiyoruz, nereye gideceğiz bunları konuştuk. Yine sektörde pek fazla son dönemde uygulanmıyor. Ama esas bölümü soru-cevap’a ayırdık. Yani her bölgemizde biz aralardaki boşluklarda tabii ki bir aradaydık ama esas bütün acentemizle birlikte yaklaşık bir saat, bir buçuk saat açık soru-cevap yaptık. Merak edilenleri soruldu. O anda cevap veremediğimiz sorular da oldu. Onlara sonradan döndük cevap verdik. Ama bizim için en önemli konulardan biri ki değerlerimiz içerisinde de var, ben çok önemsiyorum. Bütün arkadaşlarımla bunları yazdık. Erişilebilirlik, ulaşılabilirlik yani o temas yüzeyinin açık olması. Biz sahaya uzak, müşteriye uzak, acenteye uzak bir şirket değiliz. Biz erişilebilen, dokunabilen bir şirketiz. Oradaki yaptığımız işi önemsiyoruz. Acentemizi önemsiyoruz. Çünkü fark yaratmak istiyoruz. Dolayısıyla bunu ortaya koyduğumuz zaman o acentemiz tarafından, hepsi akıllı insanlar, hepsi işinin erbabı, hepsi birer iş insanı ve yapmak istediğimiz şeyi çok iyi anlıyorlar. Onu da gördükleri zaman, o işte o zaman o kucaklaşma oluyor. O anlamda benim için bu bölge toplantıları yıla başlarken yapmak istediklerimizi konuştuğumuz, temel prensipleri paylaştığımız ve bir bakıma hep birlikte gideceğimiz yola birlikte baktığımız çok güzel toplantılar oldu.

  • Bu yıl HDI sigorta hangi branşlara öncelik verecek diyebiliriz? Bir de yeni ürünler gelecek mi, var mı yeni projeleriniz?

Ana konsantrasyonumuz geçmişten gelen bir teknolojiyle ilgili yapmamız gereken bazı şeyler üzerine. Bahsettiğim 80'e yakın inisiyatif projenin bir kısmı, şirketimizi geleceğe hazırlamak için bu teknolojik yatırımlardan geçiyor. Teknolojik yatırım derken neyi kastediyorum? Poliçe üretiminde acentenin verimliliğini artırmak, acente ön yüzlerini kullanıcı dostu hale getirmek ve verimliliği artırmak. Çünkü bazen zamanın tam olarak kıymetini ya da anlamını bilmiyoruz. Bir poliçeyi üretirken, poliçe sonrasında hasarı yönetirken, hasarla ilgili bir sorun olduğunda o poliçeyi kesen şirketle olan iletişimi kurarken en önemli şey zaman. Biz HD Sigorta olarak acentemize en az efor ve çaba harcatan şirket olacağız. Bunun için teknoloji konusu bizim için çok önemli. Teknolojinin yanında branş olarak baktığımızda ise, üretim ve kaynak üretim alanı olarak baktığımızda, kaskoyu işimizin omurgasına koyuyoruz. Çok iyi bildiğimiz bir iş. Sektörde şu anda ilk üçteyiz. Bu yıl itibariyle de bu bizim liderlik hedeflediğimiz üretimimizi pazar payımızı ileriye taşıyacağımız ana branşlardan biri olacak. Ağır vasıtada kuvvetliyiz bu gücümüzü özellikle otomobil ve kamyonet tarafında da geliştireceğiz. Bu yılda da zaten özellikle Nisan ayından itibaren buradaki gelişimi görüyoruz, gözlüyoruz. Diğer bir konu nakliyat. Özellikle MTA tarafı sektör lideri olduğumuz bir alan. Buradaki gücümüzü daha da kuvvetli olarak göstermek istiyoruz. Orada operasyonlarımızı çok iyi yönetiyoruz. Çok iyi bir ekibimiz var. Acente bizim neyi, nasıl, hangi hızda yaptığımızı biliyor. Rahat çalışıyor. Yangın sigortalarında özellikle konut ve iş yeri, penetrasyonu düşük olanlar orada satış kanallarımızı ve Acentelerimizi cesaretlendiriyoruz, motive ediyoruz. Bizim için orada çok büyük bir fırsat var. Sağlık, HDI Sigorta için son 5 yıldır ajandasında olan bir konu ve 2024 başı itibariyle biz aslında sağlığı tekrardan başlattık. Ve bütün mantığımızı, bütün çalışma şekillerimizi gözden geçirdik ve onun da meyvelerini toplamaya başladık. Yeni satış adetleri önceki dönemden 2-2,5 katına çıktı. Özetle Kasko, nakliyat, tabii ki yangın, konut iş yeri, kurumsal işler ve sağlık diyebilirim.

  • Uzun zamandır spor sponsorluklarınız devam ediyor. Peki, gelecek sezon da bu sponsorluklar devam edecek mi?

 Olimpiyatlarda da desteklediğimiz sporcularımız vardı. "HDI Sigorta sporun ve sporcunun yanında" sloganı gerçekten çok güzel. HDI Sigorta'nın bu günlere gelirken özellikle marka bilinirliğinin artmasında, toplumda markanın ön plana çıkmasına ve hatırlanmasına çok büyük katkısı olmuş durumda. Ve böylece tek bir branş, çok sayıda branş veya niş bir alan değil, gerçekten çok geniş bir alanda, çok farklı spor dallarında, kulüp federasyon ya da bireysel sporcu bazında çok farklı çeşitlendirilmiş bir sponsorluk yapısı var. Bu sene de biz devam ettik. Tabii ki değeri, özellikle son yıllarda çok artan bir yapı. Bu branşlar olarak da tabi farklılıklar gösteriyor ama hepsinin popülerliği ve izlenmesi dolayısıyla bir ekosistemdeki ekonomi artıyor. Dolayısıyla maliyetler de artıyor. Sponsorluk maliyetleri de artıyor. Burada sürdürülebilirlik çok önemli. Bizim burada söylediğimiz şey, bulunduğumuz yer hem markayla bir arada iyi gözüksün hem sürdürebilsin. Herkesin fayda sağlayacağı bir şey olsun. Yani biz bu işe sadece reklam verme ya da para verip sponsor olma gözüyle bakmıyoruz. Gerçekten orada bir iş birliği söz konusu. İki marka yan yana geldiği zaman birlikte bir şeyler yapılıyor. Bu gözlükle bakıyoruz. Bu sene bizim için bunların hepsini gözden geçirdiğimiz, sürdürülebilirliğini değerlendirdiğimiz ve uzun vadeye hangilerini taşıyabileceğimize dair 2023 sonu ve 2024'ün bizim için hepsini bir baştan değerlendirdiğimiz bir yıl olduğunu söyleyebilirim. İsteğimiz spora ve sporcuya destek olmaya devam etmek. Bizim toplumumuz iyi bir izleyici. Spor yapmaya teşvik etmek önemli. Sağlıklı yaşam önemli. Sadece izleyici olmayıp katılım sağlanması önemli. O yüzden farklı spor branşlarını da destekliyoruz. Sporcuları da ön plana çıkarmaya çalışıyoruz. Burada iyi bir noktadayız. Bunu sürdürmek bizim en büyük amacımız olacak.

  • Sektöre mesajınız var mı?

Sektör olarak bence Türkiye'de iyi bir yerde, itibarlı bir yerde duruyoruz. Acentelerimiz için şunu söylemek istiyorum. Bütün bu bölge toplantılarımızda da hep dile getirdim. Zaman, zaman, zaman. Yani kendi işlerini yönetirken zamanlarını nereye harcadıklarını, maliyetlerini nasıl yönettiklerine dikkat etmeleri gerekiyor. Şu anda biz özellikle son 3 yılda değerlerin çok yükseldiği, paranın birim değerlerinin çok yukarı çıktığı, bazen neyin ne kadar olduğunu göremediğimiz, referanslarımızı kaybettiğimiz bir dönem yaşadık, yaşıyoruz. Bu dönem içerisinde geçerken acenteler için en büyük risk gider-gelir dengesi, zamanlarının yönetilmesi, yeni müşteri kazanımı. İşleri geleceğe taşıyabilmek adına bilgi, zaman yönetimi ve verimlilik önemli.

Editör: Serhat Bingöl