Eyüp Bey kısaca kendinizden bahseder misiniz? 

Mesleğe 1989 yılında Batı sigortada başladım. Ardından Ticaret sigorta, Emek sigorta devamında yine tekrardan Batı sigortada meslek yaşantıma devam ettim. 2005 yılında Batı sigortanın faaliyetine son vermesi üzerine İsviçre sigorta ve FitBas sigortada hasar müdürü ve grup müdürü olarak çalışmaya devam ettim. Ardından Sompo sigortanın, Fiba Sigortayı satın aldığı dönemde genel sigortaya geçtim. Genel sigortada hasardan sorumlu grup müdürü olarak 2015 yılına kadar çalıştım. Ardından Quick sigortanın kuruluş çalışmaları sırasında bu ekibe katıldım. O andan beri de Quick sigorta ve Maher holding bünyesinde çalışmaya devam ediyorum. Evli ve iki çocuk babasıyım. 

Quick sigortanın 2022 yılın nasıl geçti? Buna paralelde 2023 yılının ikinci çeyreğe dair beklentilerinizin ne kadarını gerçekleştirebilirsiniz? 

2022 yılı sektör için aslında zorlu bir yıldı fakat Quick sigorta ve Maher holding bünyesindeki sigorta grubu Corpus sigorta ile beraber başarılı bir yıl geçirdik. Sektörde ilk 10 içinde yer aldık. Öz kaynakta sektörde sıralamada 7. sıraya kadar çıkmış durumdayız. Quick sigorta üzerine baktığımızda bilanço büyüklüğümüz 12,1 milyar seviyesine ulaştı. Öz kaynağımızda 3,3 milyar seviyesine ulaşmış durumda. Aslında bu sektörde bu topraklarda faaliyet gösteren şirketlerin önünde yer aldığımızın bir göstergesi. Bu zamana kadar açıkçası biz kârlılığı hiç konuşmadık ama yine de kârlılığa bakacak olursak 2022 yılında biz bilanço kârlılığında sektörde 2. Sırada yer aldık. 2023 yılı bildiğiniz gibi bir 100 yılın felaketiyle başladı. Sektör için zorlu bir dönem başladı, ancak yine grubumuz ve Quick sigorta bu 2022 sonunda elde ettiği başarılı rakamları devam ettirdi. Yılın ilk yarısı Mayıs sonu rakamları henüz çok yeni geldi. Baktığımızda grubumuz yine üretim anlamında geçen seneyle kıyasla yüzde 251 bir büyümeye sahip durumda. Öz kaynağına bu dönemde yüzde 5 arttırmış bilanço büyüklüğünde ise yüzde 18 arttırmış durumda. Dolayısıyla biz aslında hedef odaklı hedef baskısıyla çalışan bir şirket değiliz ancak kendi koyduğumuz hedefleri üzerinde bir gelişim sağlamış durumdayız. 

Tamamlayıcı sağlık ürünleriyle bir ilki gerçekleştirdiniz. Ömür boyu yenileme garantisi hakkında ömür boyu beklemeye gerek kalmadan ilk yılın sonunda müşterilerinizle buluşturuyorsunuz. Sunduğunuz ürünlerde nelere dikkat ediyorsunuz?  

Açıkçası ezber bozan bir yapımız var. Quick sigorta bu zamana kadar yapılmaktan korkulanları yapılamaz denenleri yapıyor. Tamamlayıcı sağlık alanında da bekleme sebebimiz buydu. Farklı bir şekilde giriş yapmamız üründe farklılaşmamız gerekiyordu. Bunu iki anlamda ürünümüze koyduk. 1. si ömür boyu bekleme ve yenileme garantisini ön plana 1. Yılın sonuna almak 2.si de network. Amacımız hastane networkunu aslında sigortaların bulunduğu alandaki networkle sağlamlaştırmak. Açıkçası parasını ödemeyeceğiniz bir hizmet almayacağınız bir hastanenin sigorta primine ilave edilmesi, bizim düşündüğümüz bir nokta olmadı. Networkumuzu 3 farklı network olarak düzenledik. Her ilde aslında pandemiyle başlayan bu süreçte herkes bulunduğu ilde en iyi hastaneye gitmek istiyordu. Bizde sigortalarımıza onu sağlamış olduk. Bu ürünümüzle yine tamamlayıcı sağlık tarafında türe ürünler diyebileceğimiz ürünlere de yer verdik. Bunlardan bir tanesi de trafik kazası sonucunda trafik kazası TSS adını verdiğimiz bir ürün. Bu da trafik kaza sonucundaki yaralanmalar ve bunun sonucunda ki tedavileri içeriyor ama aynı zamanda ürünü biraz daha geliştirerek ihtiyaç hissedilen bir asistan ürünümüz var. Çekici hizmeti bu ürüne dahil ettik. Farklılaştırdık. Ürünümüzü şu anda trafik TSS’de sahada tercih edilen ve tabana yayılmış bir ürün olarak yerini almış durumda. Yine son tamamlayıcı sağlık tarafında kritik hastalıkların devamında tedavilerini de teminat altına alan bir ürün çok yakında raflarda ve sektörde yerini alacak.

Ürün gamını genişletmeyi düşünüyor musunuz? Quick Sigorta yeni bir alanda yeni bir ürün sunacak mı? Hedefleriniz de bunlarda var mı? 

2023 yılı başında aslında yaptığımız strateji toplantısında biz bunları ortaya koymuştuk. Bu strateji toplantısının mottosu değişim dönüşüm ve etkileşimdi. Grup şirketleriyle beraber bildiğiniz gibi geçen sene faaliyete başlayan Quick finans, bu sene faaliyet izni alan gayrimenkul yatırım ortakları  an Ardıcı bekleyen ve ardından ödeme sistemleri şirketlerimiz artık sırada bekliyor. Daha önce bankaların sigortaya gösterdiği bir ilgi vardı, artık bir sigorta grubunun bankacılık ya da finans alanında bir ilgisi var biz bu ilgiyi ürünlerimizle pekiştirmek istiyoruz. Bu dönemde tabana yayılmış şekilde büyük adetler kuralının da geçerli olduğu ürünlerimizi piyasaya sürmek istiyoruz. Bunların başında tamamlayıcı sağlık ürünümüz devamında da finansal ürünler adı altında fatura koruma, eğitim, kefaret, kira koruma gibi ürünlerimiz var. En çokta dikkat çeken ürün aslında bundan sonra ki kentsel dönüşüm nedeniyle bina tamamlama sigortası tarafında olacak. Bu tarafta da farklı ürünler şu anda hazırlanıyor.

2023 yılına kötü bir başlangıç yapmamıza sebep olan ve 6 Şubat'ta gerçekleşen deprem felaketi Şanlıurfa’da yaşanan sel felaketi üzerine siz Quick Sigorta olarak bölgedeki ihtiyaçları karşılamak adına nasıl bir reaksiyon planı izlediniz? 

6 Şubat sabahına uyandığımızda felaketin bu derece büyük olduğunu çok anlamadık. Devamında ki gelişmeler aslında bize bunun açık ifadeyle yüzyılın felaketi olduğunu gösterdi. Bu tür olaylar aslında sigortacılığı da bir yerde tetikliyor. Baktığımızda hemen devamında bölgeyi taradığımızda toplamda tüm sektör için 2 milyonun üzerinde bir sigortalının bu bölgede ikametgâh ve etkilendiğini gördük. Quick sigorta özelinde aslında bizimde 5 bini aşkın bir sigortalımız vardı. Hızlıca yapılan işlemlerle ilgili bizde kendi tarafımızda öncelikle hemen bölgede ki acentelerimizle temas sağladık. 1000’i aşkın yaygın acente ağımız vardı. Bölgede kendileriyle temas sağlamaya çalıştık. Tabi kaybettiklerimiz var onlara da Allah’tan rahmet diliyoruz. Geride kalanlarımız var, yaralılarımız var onlarında inşallah bir an önce sağlıklarına kavuşmasını diliyoruz. İlk hafta içinde bölgedeydik yerinde tespitlerimiz vardı ama merkezde öncelikle yaşamla ilgili ihtiyaçları gidermek üzere hemen faaliyette bulunduk. Yaşam deyince aklımıza dediğiniz gibi barınma ve beslenme geliyor. Bizde bu konuda Quick sigorta ve grup olarak herhangi bir limit gözetmeksizin elimizi taşın altına koyduk. Bölgeye 3 grup arkadaşlarımızla beraber gittik. İhtiyaçları yerinde gördük ve yerinde gidermeye çalıştık. Ardından yaraların sarılması aşamasında da sigortalarımızın ulaşacağı ayrı bir ihbar hattı bölgeye eksperlerimizi yönlendirerek elimizdeki adreslere ve acentelerimiz aracılığıyla ulaşmaya çalıştık. Burada kendi tespitlerimizle yapmaya çalıştık. Dask kurumu ile birlikte hareket ettik. Dask’ın ağır hasarlı ve yıkım kararı almış binalarla ilgili hazırladığı listeler üzerinden bizde kendi ihtiyari üzerimize düşen kısımları hazırlayıp, hızlıca ödeme cüretine girdik. Bizi Bilanço anlamında etkileyen bu sigortalar içinde yaklaşık 450 milyon seviyesinde bir hasar vardı. Bunun şu anda yaklaşık olarak 150 milyon seviyesindekinin ödemesi gerçekleşti. İlk etapta ağır hasar görmüş, yıkılan ve aynı zamanda konut ve işyerleri için öncelik verildi. Devamında ki diğer muallakta kalan, yaklaşık 200 milyon bir muallaklarımız var bunlarda ağırlıklı olarak işyeri ve kâr kaybı hasarlarından oluşan hasarlarımız. Hızlıca sorularla beraber gerekli aksiyonu alarak devam ettiriyoruz ve dosyaları bir an önce kapatma cüretine gidiyoruz. Deprem bir farkındalık yaratıyor mu? Baktığımızda evet yaratıyor. Ancak bölgede de ister istemez çok büyük bir alanın etkilenmesi sebebiyle sigortalanabilir, sigortalanabilecek olan şeylere mal ve emtia grubu ve bina grubunun belirlenmesi gerekiyordu. Burada da Çevre ve Şehircilik bakanlığının yayınladığı bir liste vardı. Biz buradan yararlanıyoruz. Yine devam eden poliçelerimizle ilgili herhangi bir aksamaya sebebiyet vermeden bunları yapıyoruz ancak ilk defa poliçe yapılacaklarla ilgili acentelerimizden ve sigortalarımızdan Hasarsızlık Yasası ve Çevre Şehircilik Bakanlığı listesinde hasarsızlık kaydını görmeyi istiyoruz. Dask’la ilgili özellikle bir talep vardı. Bölgeden devamında ihtiyari poliçelerle ilgili bir talepte oldu. Bunun nedeni de açıkçası Dask teminatlarının artan inşaat maliyetleri nedeniyle yetersiz kalması, ihtiyari poliçelerin daha çok talep edilir hale gelmesiydi. Felaketler aslında bazen farkındalık yaratıyor. Sigortalı olmak aslında burada hem psikolojik olarak hem de maddi olarak bir fayda sağlıyor. Sektör ve paydaşlarımız psikolojik etkisi bir kere böyle büyük bir yıkımın dahi insanların sigortan olduğu için güven hissini sağlamış oldu. Devamında sektörün aldığı hızlı ve aksiyon bir an önce giderilmesi çalışması da aslında sigortanın gerçekten hayatınızda kaldığınız yerden aynı şekilde devam edebildiğinizi gösterme açısından önemliydi. 

Şirketlerinizin sektördeki rekabet alanı nedir?

Kurulduğu günden bu yana bizim aslında rekabet gücümüz insan kaynağımız. Az sayıda ama yetkin kişilerle çalışıyoruz. Çalışanlarımızın aslında tamamı bizim şirket ortağımız. Bu anlayışla hareket edildiğinden dolayı hem sektörde gelen gidenlerin anlamında bir fay eşiğimiz var, farkındalığımız var hem de açıkçası yetkin insanlarla yetkin insan kaynaklarıyla çalışmanın diğer işe sektör paydaşlarıyla aramızdaki farkı ortaya koyuyor. Bizim en büyük rekabet gücümüz insan kaynağımız.

Quick Sigortanın hareketlilikte çok dinamik bir algısı var. Sizde de Ahmet Bey’de de ve Levent Beyde de görüyoruz bunu. Bütün çalışanlara sirayet etmiş bir enerji var. Başarıya giden yolda bu bir etki midir?

Çok doğru güzel bir nokta tespit ettiniz. Biz markayı aslında oluştururken bu ismin içini nasıl dolduracağımızla ilgili bir yol haritası belirlemiştik. Şu anda hedeflerimizin yüzde 70’ni gerçekleştirdik. Geri kalan yüzde 30 hala duruyor. Bu yüzde 30 hiç azalmıyor sürekli yeni hedefler var. Grupta ki bu hareketlilik aslında hem karar alma hem de iş yapış şeklinde avantaj sağlıyor. Baktığımızda çok hızlı ve aktif durumdayız. Bazen asansörden 7. kata çıkıncaya kadar yönetim kurulu hızlıca kararı alabiliyor, şirket yetkilileri bunu hızlıca hayata geçirebiliyoruz.

Quik Sigortanın bu zamana kadar almış olduğu aksiyonların temelinde ne yatıyor? 

Levent Beyin öncülüğünde diğer ekip arkadaşlarımızla bunu sağlıyoruz. Levent Beyin çok güzel bir sözü var. Birimiz olmadığında eksik kalıyoruz, biz birbirimizi tamamlıyoruz, ortak akılla burayı yönetmeye çalışıyoruz. Bizde bu açıkçası her bir masada kendisini gösteriyor. Bizim masa başında koltuğumuz olmaz, masanın etrafında koltuklarımız olur. Ortaya bir proje geldiğinde tüm taraflar o masanın etrafında yer alır ve o masadan karar alınmış olarak kalkılır.

Gelecek planlarınız hakkında bilgi verebilir misiniz? Aynı zamanda yeni ürünler yeni hizmetler sunmayı düşünüyor musunuz? Yeni pazarlara açılmayı düşünüyor musunuz? Yurt dışı gibi planınız var mı?

Grubun kuruluşundan itibaren yalnızca basında ve finans alanında yer almak istiyoruz. Sadece sigortacılık değil finansın tüm alanlarında yer almak istiyoruz. O yüzden grup sürekli gelişiyor. Şu anda 10’u aşkın şirkete ulaşmış durumda. Şirket yapısı itibariyle bakıldığında da grubun çalışan sayısı 300’ü geçmiş durumda. Finans alanında hem yurt içinde hem yurt dışında yer almak istiyoruz. Şu anda bu 10 şirketin içinde iki tane sigorta şirketi, bir tane finans şirketi, bir tane ödeme şirketi, gayrimenkul şirketi, bina yönetimi inşaat şirketi, yeni kurulan Qcar mobilite şirketimiz ve şu anda devam eden fizibilitesi hayat ve sağlık sigorta şirketimiz bunlar sırayla gelmeye devam ediyor. Varılmak istenilen yer tabi ki finansal bir market bunu özellikle söylüyoruz. Çünkü bütün paydaşlarımız, dağıtım kanallarımızla beraber ulaşmak istediğimiz hedef. Finansal market dediğimiz anda içini neyle dolduracağız? Burada finansal ürünler olacak. Sigortacılık bunun bir tarafı olmasına rağmen aynı zamanda bankacılık ürünleri de olacak ve tüketicinin şu anda ihtiyacı olan her şeyi burada yer almasını sağlayacağız. Ödeme sistemleri şirketimiz ulaşmak istediğimiz bu şirkette bir Süper- Ep uygulama yani kişi buraya geldiğinde aslında finansal marketin içine girmiş gibi finansal ihtiyaçların tamamını burada giderebilecek bir yapı olacak. Yurt dışındaki sigorta şirketi kuruluşla ilgili çalışmamız devam ediyor. Burada yine Avrupa birliği içinde yer alan bir ülke olacak sigorta şirketi nasıl ki biz burada yurt dışında özellikle Avrupa’dan gelen sigorta şirketiyle rekabet edebilir durumdaysak onlarında evinde sigortacılık yapabilir durumdayız. Buradaki novamıza teknolojik alt yapımıza oraya taşıyıp orda da faaliyette bulunmak istiyoruz. Yatırım alanlarında iştiraklerimizin içinde aslında geleceğe yönelik yatırımlarımız var. Kısaca özetlersek bunlardan birisi olmazsa olmaz tarım alanında hak üyeliği ilgili bir iştirakimiz var. Onlarla beraber orada bir yatırımımız var. Otonom araçlarla ilgili özellikle Kuzey Avrupa bölgelerinde şu anda faaliyete başladılar. Amerika menşeli Adescco adında firmayla bir iş birliğimiz devam ediyor. Yine uzay yolculuğuyla ilgili Avrupa uzay ajansının bir formu ve oraya yatırımımız var. Boğaziçi üniversitesindeki hocalarımla beraber aşı çalışmalarında bulunan bir şirketimiz var. Burada da yatırımımız devam ediyor. Az önce saydığım gibi şu anda grup kendi içinde zaten 10’u aşkın bir şirket sayısına çalışanlarımızla beraber 300 civarına ulaşmış durumda.

Trafik Sigortaları konusu hakkında görüşlerinizi alabilir miyiz?

Sektörde trafik oldum olası konuşulur bir problem olarak görülür. Aslında ilk kurulduğumuz günden itibaren bazı güvenlikleri sağlayan bir şirketiz. Hiçbir zamanda ne ekranlarımızı kapattık ne de piyasadan çekilme kararı aldık. Sadece trafik sigortasının aslında diğer poliçeler gibi bir poliçe ve fiyatlandırılması gereken, primlendirilmesi gereken bir ürün olduğunu söyledik. Doğru fiyatlamayla aslında burada sigorta şirketleri paydaşlarıyla beraber kazanabilir olduğunu söylüyoruz. Özellikle geçen sene Ekim Kasım döneminden itibaren yine sektörde bir arz yetersizliği gündeme geldi. Bununla ilgili SEDDK bakanı özel bir çalışma yürütüyor. Biz sigorta şirketi grubu olarak aslında şu anda burada ciddi bir yükü sırtlanmış durumdayız. Son dönemde baktığımızda 3 araçtan neredeyse 1 buçuğu veya 1 diyelim buna yüzde 35’in üzerinde bir pazar payına ulaşmış durumdayız. Bu kabul edilebilir değil aslında, yani sağlıklı bir sektör için bir şirketin bu derecede bir pazar payına sahip olması pazardaki sektör paydalarına baktığınızda en yüksek oranın pazar payıda yüzde 15 olduğunu görürsünüz. Daha fazlası aslında sektörde tekelleşmeye doğru giden bir yerde piyasa bozucu ya da piyasa düzenleyici bir konuma şirketleri getirebilir. Biz bunu istemiyoruz. Her şirketin kendi mevzuatta öngördüğü şekilde burada yer almasını istiyoruz ama problem şu belki de burada atılması gereken adımlar var. Bunlardan 1.si hasar yönetim sistemi hakkında hem maddi dosyalarda ki değer kaydı başta olmak üzere sektörde bir yerde açıkçası kangren olmuş uygulamalar 2.si bedeni zarar tarafında mevzuattan kaynaklı boşlukların bazı gruplar tarafından doldurulmasından kaynaklı fazla ödemeler. Bunların bir an önce aslında şehir dışına sistem dışına atılması gerekiyor ya da bu alanların özel yönetilmesi gerekiyor. Aksi takdirde hepimiz tüketiciyse hepimiz bu projeyi yaptırmakla yükümlüyüz. Bu zararı hep beraber yüklenmek zorunda kalacağız. Ahmet beyin bir arada çıkardığı bir istatistik vardı. Burada yüzde dilim olarak bakıldığında 0. ve 1. basamakta yer alan müşteri sayısı yanlış hatırlamıyorsam yüz bin civarındaydı. Geri kalan 21 milyonu müşterinin ve hepsi bu müşterinin derdini çekiyor. Kaza yapmayan aslında 4 binin üzerindeki basamaklara baktığımızda ciddi bir yüzde 95 gibi bir sigorta, geri kalan yüzde 5 açıkçası tüm sektörün prim uygulaması şaşırtabiliyor. Bu dönemde yapılması gereken aslında zorlama tedbirler yerine serbest tarifenin, dolayısıyla doğrudan tazminin bir an önce hayata geçirilmesi.

Eyüp Özsoy sektörde sporla ilgilenen nadir yöneticilerden biri. Gençlik yıllarından gelen bir hikâye mi bu? Hangi spor dallarıyla ilgileniyorsunuz? Dereceleriniz var mı?

Aslında ortaokul liseden başlayan bir spor hayatı o dönemde atletizmle uğraştım. Orta mesafe koşucuydum. tik tok Türkiye şampiyonasına kadar giden bir sürecimiz vardı. O dönemde Kepirtepe öğretmen lisesinden mezun oldum. Devamında İstanbul sayısala başlayınca atletizm ile ilgili olanak bulamadığımdan dolayı, futbola kalecilikle bir dönüş yaptım. Lisede hentbol kaleciliğinden gelen bir şeydi Sarıyer’de başladım. Sonrasında üniversite hayatıyla birlikte yürütemediğim için Sarıyer’den lisansımı alıp boğaz grubunda amatör olarak yaklaşık bir 15 sene futbol oynadım. Sigortacılığa başlangıcımda bu sayede o dönemde şirketler arası düzenlenen turnuvada bende kaleci olarak batı sigortada yer aldım ve beni batı sigortaya kaleci olarak aldılar. Esprisi o dönemde gerçekten kaynaşmanın bir araya gelmenin bir yöntemiydi. Şu anda arada bir yürüyüşler harici aktif olarak bir spor yapmıyorum. Son dönemde biraz tenise merak saldık. Milli Rönesansın 35. sini düzenlediği ve uluslararası tenis turnuvasına bende bir sporcu olarak katıldım. Rakipleri zorladık ama sonuç elde edemedik.

Nerede yapıyorsunuz?

Genellikle Saroz bizim mekânımız. Gemlik körfezi ve tatil yörelerine gittiğimde muhakkak bir dalış okulunu gözüme kestiriyorum orada muhakkak dalıyorum.

Çocuklarda da spor var mı?

Çok olmadı. Onlar biraz daha sınav zede oldukları için açıkçası aktif bir spor hayatları yok. Gençlerin yaptığı gibi spor salonlarına devam ediyorlar. Oyun takım sporlarında aktif değiller.

Galatasaraylısınız. Şampiyonluğunuzu tebrik ederiz.

Evet Galatasaray 23. şampiyonluğu elde etti. Şampiyonluk maçına gidemedim. Üzüldük açıkçası çünkü çok kalabalıktı ama kupa törenlerine oğlum gitti. Açıkçası Galatasaray’ın bu sene bileği bükülmedi. Tekrardan Okan Hoca ve ekibi tebrik ediyorum.

Çalışma hayatında olmazsa olmazınız nedir? 

İş hayatında başarı açıkçası ekip ve takipçilikle geliyor. Bu nedenle ben birinci şeyinde iş arkadaşlarımı bu şirket özelinde de iş ortaklarım, şirket ortaklarım adına diyorum ki birinciliği onlara veriyorum çünkü yetkin ve etkin bir takım arkadaşıyla ulaşılmayacak sonuç yok. Tabi ki işin takibi ve güven çok önemli ama bu kontrole mâni değil. Sonuç olarak kontrolüde elden bırakmamak gerekiyor. İşin takibi her zaman için sizde olmalı.

Çay insanı mısınız yoksa kahve insanı mısınız?

Çay

Özel bir koleksiyonunuz var mı? Ya da hobiniz var mı?

Sompo Genel Müdürü Fahri Uğur, Sigorta Life'a Özel Açıklamalarda Bulundu! Sompo Genel Müdürü Fahri Uğur, Sigorta Life'a Özel Açıklamalarda Bulundu!

Şirketlerde Ahmet beyin yanına yaklaşmak mümkün değil. Bende Elva deyince çalıştığım şirketlerde ki işte çekmecemde tuttuğum evrakların tamamını tutuyorum. İleride anılarımı yazmak adına onlar şu anda evde bir köşede. Eğer Gülsüm Hanım tarafından bir an önce atılmazsa evden.

Sigorta sektöründe çalışmamış olsaydınız, kariyerinizi hangi meslek üzerine yapardınız? 

Kariyer günlerinde İstanbul siyasaldan, derneğin etkisiyle bazı arkadaşlar ziyaretime geldi. Orada da sordular aslında okulun bize verdiği bir şey vardı, kamu yöneticiliği. Bu kamu yöneticiliği aslında baktığımızda şu anda kendini gösteriyor. Bizim dönem mezunlarımız sınıf arkadaşlarımız şu an da üst düzey kamuda yönetici olduğunu söyleyebilirim. Bizim iç işleri bakanımız, sınıf arkadaşımız Ali Yerlikaya ve sınıf arkadaşımızda aslında kamuda üst düzeyde görevdeler. Eğer ben sigortacı olmasaydım kamuda bir yönetici olacaktım. Ama ne derece yetkin olurdum bilemiyorum.  Çünkü kendileriyle de görüştüğümde, açıkçası benim karakterimin çokta kamuya yatkın olmadığını söylüyorlar.

Sigorta Life izleyicilerine vermek istediğiniz bir mesaj var mı? 

Çok teşekkürler. Güzel bir sohbetti. Herkes için felaketsiz güzel günler olsun. İyi günler olsun.

Eyüp-Özsoy-İsmail-Öztürk

Editör: Üveys Altun