Bu mevzuat değişikliği son yıllarda giderek artan malpraktis davalarının önüne geçmeyi ve tıbbi uygulama hatası nedeniyle oluşan tazminat baskısı altında çalışmayı önlemeyi amaçlamıştır. Yönetmelikte bahsi geçen tıbbi uygulama sağlık mensuplarının mesleklerinin icrası için uyguladıkları muayene, teşhis ve tedavi işlem ve uygulamalarını kapsamaktadır.

21. yüzyılda dünya evriliyor 21. yüzyılda dünya evriliyor

Konu öncelikle ceza davaları ve tazminat davaları olarak ikiye ayrılarak incelenmelidir.

Ceza davalarında:

·       Ceza soruşturmalarında tüm kamu kuruluşlarında ve özel kuruluşlarda çalışan hekimler aynı kapsamdadır.

·       İlk şart Mesleki Sorumluluk Kurulunun soruşturmaya izin verip vermemesidir.

·       Soruşturma izni verilen durumda doktor tarafı, soruşturma izni verilmeyen durumda hasta tarafı, Ankara Bölge İdare Mahkemesine üst başvuru yapabilir.

·       Bölge İdari Mahkemesi soruşturmaya hayır yanıtını verirse dosya kapanır. Evet yanıtını verirse soruşturma açılır, yargılama yapılır.

·       Yargılama sonucunda ceza oluşuyorsa kasıt var mı, taksir mi var bakılır, kasıt ise ilgili sağlık personeline rücu edilebilir.

·       Ceza davalarında kamu özel hekim ayrımı yoktur. Özel kurum hekimleri de Mesleki Sorumluluk Kurulu kararı neticesinde yargılanabilir.

Tazminat davalarında:

·       Tazminat yargılamalarında işleyiş, kamu ve özel sağlık kurumlarında farklılaşmaktadır.

·       Kamu kurumlarında; yargılama İdare Mahkemelerinde yapılır.

§  Dava hasta aleyhine sonuçlanırsa, dosya kapanır. Dava hasta lehine sonuçlanırsa, kamu tazminatı hastaya öder.

§  Tazminatın ilgili sağlık personeline rücu edilip edilemeyeceğine Mesleki Sorumluluk Kurulu karar verir. Doktorun kusuru var ya da yok dosya kapanır. Kasıt var ise ilgiliye ceza davasındaki oranına göre rücu edilir.

·       Özel sağlık kurumlarında; yargılama başvurusu, hastane ve hekimler için Tüketici Mahkemelerinde, sağlık sigortası şirketleri için ise Asliye Ticaret Mahkemelerine yapılır.

§  Yargılama sonucunda tazminat kararı verilirse ilgili kişi, kuruluş veya kurum tazminatı öder.

Mesleki sorumluluk kurulu, başkanlığını bakan yardımcısının yaptığı yedi kişiden oluşan, doktorların malpraktis yargılamaları ile ilgili olarak karar vermekle yetkilendirilmiş kuruldur.

Mesleki sorumluluk kurulu ön inceleme yapar, soruşturma izni verilip verilmeyeceğine karar verir.

Doktora rücu edilip edilemeyeceği hususunda görevlidir. İdareye karşı açılmış ve kesinleşmiş tazminat davası veya görevi kötüye kullanma konulu kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı var ise, bu kararlar Mesleki Sorumluluk Kurulu'na sunulur.

İdare tarafından malpraktis davası sonucu bir ödeme yapılmışsa ve bu ödemeye doktorun görevinin gereklerine aykırı hareket ederek görevini kötüye kullanması neden olmuşsa, bunula birlikte bu husus ceza mahkemesi kararı ile sabit ise; Mesleki Sorumluluk Kurulu dilerse İlgili doktoru, zarar göreni, kanuni temsilcisini, sigorta şirketini dinleyebilir. Şayet idare tarafından mağdura bir miktar tazminat ödenmişse, ödenen meblağın ne kadarının ceza dosyasına konu fiilden kaynaklandığı bilirkişiye tespit ettirilebilir.


İlgili ceza dosyasının kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde Sağlık Meslek Kurulu, bu fiil nedeniyle ödenen tazminatın hangi oranda doktora rücu edileceğini belirler. Mesleki Sorumluluk Kurulu'nun bu kararı gerekçeli olmalıdır. Mesleki sorumluluk kurulu şayet rücu edilmesine karar verirse dosyayı ilgili idareye göndermelidir.

''Sağlık Meslek Mensuplarının Tıbbi İşlem ve Uygulamaları Nedeniyle Soruşturulmasına ve İdarece Ödenen Tazminatın Rücu Edilmesine Dair Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik''in Dördüncü Bölümü'nde, ''Rücu Usul ve Esasları'' belirlenmiş ve idare tarafından ödenen tazminattan dolayı rücu edilip edilmeyeceğine ve rücu miktarına, ilgilinin görevini gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, görevini kötüye kullanıp kullanmadığı hususundaki kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı ile mahkumiyetine karar verilen sağlık meslek mensubunun, tazminata konu olaydaki kusur oranı gözetilerek ceza mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren, bir yıl içinde (Mesleki Sorumluluk Kurulu tarafından) karar verileceği düzenlenmiştir.

Bu düzenleme ile; kamu kurum kuruluşları ve devlet üniversitelerinde görev yapan sağlık meslek mensuplarının, sağlık mesleğinin icrası kapsamında yaptıkları muayene, teşhis ve tedaviye ilişkin tıbbi işlem ve uygulamalar sebebiyle, idare aleyhine açılan davada mahkeme kararına göre idarece ödenen meblağın, ilgili sağlık meslek mensubuna rücu edilebilmesi ancak ilgili sağlık meslek mensubunun, kasten görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, görevini kötüye kullandığı kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı ile tespit edilmesi halinde mümkün olabilecek gözükmektedir. Bu nedenle ödenen tazminatın ilgili personele rücu edilebilme imkanı azalmış gözükmektedir.

Sigortacılar bugünlerde ''Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası'' nın yeniden değerlendirilmesini tartışıyorlar. Gerçekten artık, ilgili personele rücu kapsamında, sigorta şirketlerince karşılanacak bir rizikonun kalmadığı söylenebilir mi tartışma konusu oldu.  Sağlıkçıların “kasten görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanması ve bundan dolayı bir zarara sebebiyet vermesi'' söz konusu mudur? Böyle bir durumun gerçekleştiği farz edildiğinde de, mevcut Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarına ve sigorta poliçelerine göre, bu durumun teminat dışında kaldığı ileri sürülebilir mi uygulamalarla ve alınacak kararlarla ileriki dönemde bunları da irdeliyor olacağız.

 

Şule Aksak Gürbüz

Alerta Kurumsal Sağlık Yönetimi ve Danışmanlık Hizm. A.Ş.

Portföy Yöneticisi

Editör: Sigorta Life