Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Atilla Benli, sigortacılığın Türkiye ekonomisine en çok katkı sağlayan ikinci sektör olduğunu kaydederek, kendilerinin de bu gücü korumak ve daha da geliştirmek için hareket ettiklerini söyledi.
Benli, Türkiye Sigorta Birliği olarak sektöre sahip çıkacak adımları kararlılıkla attıklarına değinerek, çalışmalarını "Daha güçlü sigortacılık sektörü, daha güçlü milli ekonomi" şiarıyla şekillendirdiklerini ifade etti.
Benli, sigorta sektörünü etkileyebilecek ve gelecek için önemli hazırlıklar gerektirecek pek çok gelişmenin yaşandığı bir dönemden geçildiğine dikkati çekerek, "Bu dönem sigorta sektörü için çeşitli fırsatları beraberinde getiriyor. Teknoloji ve dijitalleşmenin sunduğu imkanlarla yeni ürünlerin ortaya çıkması için gerekli teknolojik uygulamalar, yeni satış kanallarının kullanılacağı dijital tabanlı çalışmalar, hasar tahmin, takip ve uyarı sistemleri gibi birçok teknolojik gelişme sektörümüzün gelişimine katkı sunacak." değerlendirmesinde bulundu.
"Pek çok unsur sigortacılıkta ciddi tedbirler alınmasını zorunlu kılıyor"
Benli, sektörde fırsatların yanı sıra tehditlerin de bulunduğunu belirterek, "İklim değişikliğine bağlı olarak artan doğa olayları, teknolojik ilerlemeyle birlikte yükselen siber güvenlik riski endişeleri, dünya nüfusunun değişen demografik yapısına bağlı olarak emeklilik sistemlerinin sürdürülebilirliklerinin tehlike altına girmesi, sermaye maliyetleri altında kalan gelirler ve küresel finans piyasalarında yaşanan aşırı oynaklıklar, giderek sertleşen rekabet koşulları ve artan büyüme baskıları gibi pek çok unsur sigortacılık konusunda ciddi tedbirlerin alınmasını zorunlu kılmaktadır." ifadelerini kullandı.
Benli, sigorta sektörü açısından yasal düzenlemelerin çok önemli olduğuna vurgu yaparak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Sektörümüzün önündeki fırsatların değerlendirilmesi ve tehditlere karşı tedbirlerin alınması ise önemli yasal düzenlemeler ile mümkündür. Biz, Türk Sigorta Sektörünün çatı kuruluşu olarak, paydaşlarımız ve sigortalıların ihtiyaçları doğrultusunda, uluslararası rekabet koşullarını ve düzenlemeleri de göz önüne alarak, düzenleyici otoritemiz SEDDK'nın rehberliği ile tüm düzenlemeler ve tedbirler için büyük bir hassasiyetle çalışmaya devam ediyoruz."
TSB olarak, 70 üye şirketle birlikte, Türkiye ekonomisine katma değer sağlama ve sigorta sektörünü büyütme hedefine emin adımlarla ilerlediklerini, çalışmalarını tüm güçleriyle sürdürdüklerini dile getiren Benli, bu nedenle sigortacılık sektörünü daha da büyütmeyi milli bir vazife olarak gördüklerini, ona sahip çıkacak adımları kararlılıkla attıklarını vurguladı.
Benli, “Burada sektörün sürdürülebilir gelişimine katkı sağlayacak stratejilerin belirlenmesi, politikaların üretilmesi için bazı çalışmalar yapıp öneriler geliştiriyoruz” dedi. Benli bu önerileri maddeler halinde şu şekilde paylaştı:
Masak mevzuatı önerileri:
Hayat Sigortasının sürekli iş ilişkisi kapsamından çıkarılması: Suç gelirlerinin aklanması, terörizmin finansmanı ve kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesi kapsamında, hayat sigortalarının düşük riskli faaliyet olarak kabul edilmesi nedeniyle, hayat sigortasının sürekli iş ilişkisi kapsamından çıkarılması ve bu değişiklik ile tüm sigortacılık faaliyetleri için yeknesak düzenleme ve uygulamaya geçilmesi önerilmektedir.
Kimlik tespitine esas tutarların artırılması: Kimlik tespitine esas tutar olan 75.000 TL’nin FATF’in önerdiği tutar olan 10.000 Euro / 15.000 USD seviyesinde tutulmasını teminen 300.000 TL’ye çıkarılması ve bu tutarın TÜFE ya da Vergi Usul Kanunu yeniden değerleme oranında piyasa koşulları gözetilerek artırılması önerilmektedir.
Kimlik tespitine ilişkin kolaylaştırıcı uygulamalar: Müşterinin kimlik tespiti sürecinde imza örneği alınması yükümlülüğünün gerek dijitalleşme çalışmaları kapsamında temin ve saklanma süreçleri açısından, gerekse sigortacılık teamüllerinde operasyonel yük oluşturması açısından yarattığı zorluk nedeniyle ve sektör riskinin düşük olması göz önünde bulundurulduğunda kaldırılması önerilmektedir.
Bunun yanında diğer taraftan sigortacılık işlemlerinde müşterinin kimlik tespitinin, T.C. Kimlik ve doğum tarihi bilgisi ile KPS ya da MERNİS üzerinden yapılan sorgu ile edinilen bilgiler kullanılarak yapılması ve teyit yükümlülüğünün de bu vesile ile ortadan kaldırılması önerilmektedir.
Kamu idareleri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ilişkin kolaylaştırıcı uygulamalar: Kamu idareleri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının müşteri olduğu işlemlerde, bunlar adına işlem yapan kişilerin kimlik tespitinde yaşanan zorluklar dikkate alınarak, söz konusu maddenin iptali ya da sigorta işlemlerinin kapsam dışı bırakılması hususunun basitleştirilmiş tedbirlere eklenmesi önerilmektedir.
Bireysel emeklilik – otomatik katılım sistemi katılımcıları için sağlanan kimlik tespit ve teyit yükümlülüklerinin, tüm bireysel emeklilik sistemi katılımcıları için genişletilmesi: Katılımcıların bireysel emeklilik sistemin dahil olarak, yatırımlar için ayrılan tutarı yükseltmeleri eyleminin suç gelirlerinin aklanması, terörizmin finansmanı ve kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesi kapsamındaki düşük riski nedeniyle, bireysel emeklilik – otomatik katılım sistemi katılımcıları için sağlanan kimlik tespit ve teyit yükümlülüklerinin, tüm bireysel emeklilik sistemi katılımcıları için genişletilerek, dijital müşteri kabul yönünde bir kolaylaştırıcı aksiyon alınması önerilmektedir.
KVKK’ya yönelik öneriler
Atilla Benli Kişisel Verilerin Korunması Hakkında Kanuna ilişkin önerileriyle ilgili şunları söyledi: “Sigortacılık sektörü, güven esasına dayalı olarak kişi ve kurumlara sözleşme kapsamında güvence sunan bir sektör. Diğer bir deyişle, sektörün ana faaliyeti riski doğru tespit etmeye çalışarak kişi ve kurumlara bu riske karşı güvenli bir liman sunmaktır. Bu anlamda sigortalıların mağduriyetlerine yol açabilecek sektörümüzle ilgili kişisel verilere ilişkin mevzuat kapsamında belirsizliklerin giderilmesi sektörümüz açısından büyük önem arz etmektedir. Bu kapsamda uygulamada yaşanılan zorlukların önüne geçilmesi ve sigortalılara daha iyi hizmet sunabilmek adına; özel nitelikli kişisel veri olan sağlık verilerinin işlenmesinde açık rıza alımına ve reasürans işlemlerinde yurtdışına veri aktarımı konularında Kişisel Verilerin Korunması Hakkında Kanun’a İlişkin Değişiklik önerilerimiz KVK Kurumu Başkanlığı’na ve SEDDK’ya iletilmiştir.”
Torba Kanunu hakkındaki öneriler
Atilla Benli, Torba Kanun hakkında hukuk biriminin hazırladığı aydınlatma yükümlülüğüyle ilgili önerilerini şöyle ifade etti:
“Teknolojik yeniliklerle birlikte sigorta satışında farklı pazarlama stratejileri dikkate alınarak pazarlama modeline uygun bir şekilde bilgilendirme yönteminin uygulanması amaçlanmaktadır. Ancak 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 1423’üncü maddesinde sigortacının aydınlatma yükümlülüğü düzenlenmekte olup sigorta sözleşmesi akdedilmeden önce ve sözleşmenin devamında yapılan tüm bilgilendirmeler yazılı şekil şartına bağlanmıştır. Anılan düzenleme, Avrupa Birliği metinleri de esas alınarak hazırlanmış olsa da söz konusu metinlerde “yazılı” kavramı ile “basılı” kavramı birbirinden ayrılmakta iken Türk hukuk sisteminde “yazılı” kavramı, “basılı” kavramını da kapsamaktadır. Dolayısıyla yazılı şekil şartı sebebiyle başta mesafeli satış işlemlerinde sorunlar yaşanmakta, bunun yanı sıra e-poliçe uygulaması gibi daha hız ve pratiklik sağlayan insurtech uygulamalarının hayata geçirilmesi de zorlaştırmaktadır.
Öte yandan basılı yöntemle yapılan bilgilendirmeler, kâğıt ve tebligat maliyetlerine de sebep olmaktadır. Örneğin 2021 yılının üçüncü dönemi için yaklaşık 58 milyon poliçe için yapılan her bir bilgilendirmede ayrıca kâğıt israfı ve tebligat gideri getirmektedir.
Bu çerçevede, teknolojik yeniliklerle birlikte sigorta satışında farklı pazarlama stratejileri dikkate alınarak pazarlama modeline uygun bir şekilde bilgilendirme yönteminin uygulanması, dijital dönüşüme katkı sağlanması ve kâğıt israfının azaltılması amacıyla Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili maddesine yönelik değişiklik önerisi sunulmuştur.”
Tahkim’e dair öneriler
TSB Başkanı, Sigorta Tahkim Komisyonu’na ilişkin öneri ise şöyle ifade etti:
“Sigorta Tahkim Komisyonu, sigorta sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların alanında ihtisaslaşmış kişiler tarafından etkin ve hızlı şekilde çözülmesini hedefleyen alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak 2009 yılından itibaren faaliyet göstermekte olup, gelinen noktada yıllık yaklaşık 300.000 dosya sigorta hakemleri ve itiraz hakemleri aracılığıyla sonuçlandırılmaktadır. Komisyon nezdinde yargısal faaliyet yürütülmekte olduğundan, maddeyle Komisyonun ve hakemlerin tarafsızlığı ve bağımsızlığını güçlendirmeye yönelik düzenleme önerileri sunulmuştur.”