Öncelikle sigortalanmanın önemini ve Türkiye sigorta sektörünün geldiği noktayı kısaca değerlendirir misiniz?
"Sigorta sektörü, kişilerin gündelik hayatlarına dair gözledikleri riskleri satın alarak bireyleri bu çerçevede özgür ve güçlü kılma görevini üstleniyor. Bu nedenle sigorta sektörün büyümesi, karlılığı veya sağlamlığı demek, toplumumuzun olası risklerde daha güçlü bir şekilde ayakta kalmasını teminat altına almak anlamına da gelmektedir. Başka bir deyişle sigortalanma oranının artması aslında toplumun sosyal risk mühendisliğinde geldiği yeri işaret eder. Yani ülkenin sigortalılık kapsamı ne kadar yaygın ise, başına bir risk gelmesi durumunda yoluna o kadar güçlü devam edebilmesi sağlanır.
Özellikle “katastrofik risk” diye tanımlanan deprem, sel, fırtına gibi geniş kitleleri ve coğrafyayı etkileyen risklere karşı sigorta en temel güvence olarak ortaya çıkıyor. Bu tür felaketlerin sonrasında bireylerin ve kurumların toparlanma sürecini hızlandırmak için sigortalanma önem arz etmektedir. Son olarak ülkemizin 11 ilini doğrudan etkileyen büyük deprem felaketi ile konut ve hayat sigortaları başta olmak üzere; sigortalanmanın önemi bir kez daha anlaşıldı. Dolayısıyla bir ülkenin ideal sigorta oranlarına gelmesi olası bir felakette ülkeyi güvence altına alarak önemli bir kaldıraç görevi görecektir.
Türkiye’de sektörü yorumladığımızda kişi başına düşen poliçe adetinin oldukça düşük seyrettiğini gözlemlemekteyiz. 2021 yılında kişi başına düşen sigorta poliçesi adeti 1,35 iken, 2022 yılında bu rakam 1,48 adede yükseldi. Ancak bu rakamın içinde konut, işyeri, sağlık, hayat dahil tüm sigorta branşları var. Bu oranın mevcut halinin 3 katı seviyesinde olması gerekir.
Sigorta, aynı zamanda ülkelerin ekonomik kalkınmalarına katkı sağlayan kritik öneme sahip bir sektördür. Bu nedenle toplumumuzda, sigortayla ilgili temel kavramların bilinmesine, vatandaşlarımızın gelecek hakkında planlar yaparken sigortalanmanın önemini kavramasına ve sigortalanma oranlarının yaygınlaşmasına ihtiyacımız vardır.
Hayat sigortaları branşına bakıldığında tablo nasıl?
Sadece hayat sigortalarına baktığımızda geçen yıl 18 - 65 yaş arasındaki nüfusa göre sigortalanma oranı %14 seviyesindeyken bu oran 2022 yılında %17’ye çıkmıştır. Gelişmiş bir ekonomide bu oranın en az %50 olması gerekir. Özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde hayat branşında sigortalanabilir nüfus potansiyelinin çok yüksek olduğu görülmektedir. Bu çerçevede sigortalamanın yanında ödenen tazminat tutarlarının toplanan prime olan oranı da yukarıda belirttiğim yaratılan değerin müşterideki yansıması olarak değerlendirilmelidir. Bu konuda gerek finansal okuryazarlığın arttırılması gerek teknolojide gelinen imkânlar ile müşteride pozitif davranış değişikliği yaratılması, gerekse sektörün iletişimde pedagojik bir rol üstlenerek sigortayı erişebilir ve anlaşılabilir kılması son derece önemli etkenler.
Hayat sigortalarında müşteri profilini ve bu alanın büyüme potansiyelini değerlendirir misiniz?
Hayat branşındaki sigorta prim üretiminin yaklaşık %80’inin banka sigortacılığı kanalı üzerinden geldiği görülmektedir. Burada özellikle bankaların taksitli kredilerde büyümesine paralel kredi hayat sigortalarının büyümesi sektörün de büyümesini sağlıyor. Bu sebeple kredi hayat sigortaları için müşteri profili analizi yaptığımızda bu sigortalıların çoğunlukla bankaların bireysel kredi kullanan orta yaş segmentinde olan ve iş yaşamında çalışan bireyler olduğunu söyleyebiliriz. Ticari segment için ise daha çok orta ileri yaşta firma sahipleri ve ortaklarının firmalarının ticari kredi risklerine yönelik hayat sigortası yaptıklarını söyleyebiliriz.
Son yıllarda özellikle hayat sigortacılığındaki bilincin artması ile önümüzdeki dönemde krediden bağımsız olarak bireylerin kendi ihtiyaçlarına yönelik hayat sigortaları taleplerinin artmaya başladığını da gözlemliyoruz. Aynı zamanda bireyler dışında kurumların da çalışanlarına yönelik kapsamlı grup hayat sigortası taleplerinde artış olduğunu söyleyebiliriz. Krediden bağımsız hayat sigortası taleplerinde bireylerin donanımlı hayat sigortası ile içinde Tehlikeli Hastalıklar, işgörememezlik, maluliyet, tedavi masrafları gibi vefat dışında güçlü ek teminatı olan poliçelere ilgileri olduğunu söyleyebiliriz. Bunun yanında çocuklarının eğitim hayatlarını teminat altına almak isteyen ebeveynlerin Eğitim sigortası talepleri, yine uzun vadede döviz bazlı prim ödeyerek hayat teminatı alan ve belirli süre sonunda risk gerçekleşmediğinde prim iadesi ile yatırdığı tutarı döviz bazında geri alan müşteri profillerinde son yıllarda önemli artış göstermektedir.
2023 yılında sektörde kredi bağlantısız hayat sigortalarında büyümenin devam edeceğini öngörüyoruz. BNP Paribas Cardif olarak iş planlarımızı ve hedeflerimizi de buna göre belirledik. Bu büyümede yine banka sigortacılığı kredi hayat üretimi etkili olacak ancak sektörün özellikle kredi hayat sigorta çeşitliliği dışında kredi bağlantısız sigorta ürünleri ile özellikle bankanın maaş müşterileri, profesyoneller, firma sahipleri ve de emekli müşteriler gibi farklı profildeki müşterilerimizin ihtiyaçlarına yönelik yeni ürünler ve hizmetler ön plana çıkacak. Bu sebeple hem şirketimizde hem de sektörde toplam hayat sigortası üretim payı içinde kredi bağlantısız hayat sigortası üretiminin payının artmasını ve büyümeye önemli katkı sağlamasını bekliyoruz.
Türkiye’de BES’in geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
BES, devletin yüksek teşviki ile vazgeçilmez bir birikim sistemi olarak öne çıkıyor. Hem birikim ve yatırım hem de ek bir emeklilik geliri sahibi olma motivasyonu BES'e olan katılım sayısını hızla yükseltiyor. EGM verilerine göre; gönüllü BES, Otomatik BES (OKS) ve Devlet Katkısı dâhil Bireysel Emeklilik Sistemi, Ağustos sonu itibarı ile son 12 ayda %100 ün üzerinde bir büyüme ile 660 milyar TL fon büyüklüğüne ulaştı. Ulaşılan bu fon büyüklüğü ile sistemin enflasyonun üzerinde bir büyüme gerçekleştirdiğini görüyoruz.
2023 yılı itibariyle Devlet Katkısı teşvikinin başlamasının 10’uncu yılı tamamlanıyor. O nedenle bu senenin sistem için önemli bir mihenk taşı olduğunu söyleyebiliriz. Bu sene yatırım araçlarında çeşitlendirmenin önemi daha da artıyor. Ağustos 2023 itibariyle 8,4 milyon katılımcıya ulaşan gönüllü BES’te büyümenin devam edeceğini ve fon büyüklüğünün yıl sonu itibariyle 750 milyar TL’ye, katılımcı sayısının da 9 milyona ulaşmasını bekliyoruz.
18 yaş altı BES’e ilgi nasıl?
18 yaş altı BES uygulaması çocuklar ve gençler için önemli bir birikim ve yatırım aracı haline geldi. Erken yaşta birikim imkânı sunan bu emeklilik planı, ailelerin bütçelerine göre belirleyeceği aylık katkı payı tutarları ve %30 devlet katkısı avantajıyla çocukların geleceğini güvence altına alıyor. Bu uygulama finansal okuryazarlığın daha erken yaşta öğrenilmesi adına da önemli bir imkân sunuyor. Uygulamanın başladığı Haziran 2021’den bu yana 18 yaş altındaki yaklaşık 780 bin genç ve çocuk, gönüllü BES katılımcısı oldu.
Bu sözleşmelerin %90’ı banka üzerinden müşteriler tarafından satın alındı. Geçmiş dönemlerde kumbara diye nitelendirilen, bankaların çocuklar için açtığı birikim hesapları artık %30 Devlet Katkısı teşviki ile Bireysel Emeklilik sistemine yönlendiriliyor. 18 yaş altı katılımcıların %80 gibi büyük bir bölümünün 0-12 yaş arası çocuklardan oluşması da ebeveynlerin 10 yaş altı BES’e olan yoğun ilgisini gösteriyor." açıklamalarında bulundu.