QBLOG KATKILARIYLA
Oto yıkamacınızı ne kadar çok değiştirirseniz aracınız da o kadar çok zarar görebilir.
Türkiye’de 1990’lı yıllarda faaliyet göstermeye başlayan, 2000’lerde hizmet sektörünün bir parçası haline gelen ve son yıllarda da “kazancı yüksek yatırım alanı” olarak tanıtılan oto yıkama kuşkusuz araç sahiplerinin işini epey kolaylaştırıyor. Zaten otomobilin bagajında fırça, kova, sünger vb. taşıyan da kalmadı gibi bir şey. Yalnız aracımızın yıkanması gerektiğini düşündüğümüz zaman hep aynı hatayı yapıyoruz: Yolumuzun üzerindeki bir benzinciye ya da oto yıkama servisine direksiyonu kırdıktan sonra anahtarı görevliye teslim edip çay-kahve içmeye gidiyoruz. Oysa uzmanların bu konuda önemli bir uyarısı var. Onlara göre aracınızı hep aynı yerde yıkatmanız sizin yararınıza! Bunu savunurken de önemli bazı gerekçeler sıralıyorlar. Eğer aracınızı yıkattığınız yerden memnunsanız sorun yok. Ama sabit ve tercih ettiğiniz bir oto yıkamacınız yoksa eminiz bu yazıyı okuduktan sonra aramaya başlayacaksınız.
Tünel tipi araç yıkama sakıncalı
Eğer özel bir ilginiz yoksa tünel tipi otomatik araç yıkama makinelerinden uzak durmanızı tavsiye ediyoruz. Çünkü aracınıza birer kırbaç gibi vuran yüzlerce fırça teli ya da kumaş parçasının içinde, sizinkinden önce yıkanan onlarca aracın kiri, pisliği, çamur ve kum taneleri de olacak. Bu tünel tipi araç yıkama sistemlerinde kullanılan devasa fırçaların aracınızın boyasını çizme ihtimali hayli yüksek. Zaten ABD kaynaklı tüketici raporları da en doğru araç yıkamanın elle yapılabileceğini söylüyor. Bizde “araç kesesi” olarak tabir edilen şampuanla ovalama aşamasında ise doğal sünger, kuzu yünü eldiven ve güderi kullanmak en doğrusu. Gerçi bu üç malzemeye de oto yıkama istasyonlarında rastlamak neredeyse imkansız ama en azından yumuşak ve mikrofiber bazlı kumaş kullanılması önemli. Geçelim diğer ayrıntılara.
Tazyikli suya dikkat!
Her ne kadar daha güvenli görünse de fırçasız oto yıkama servislerinde bile aracınızın çizilme ihtimali var. Bunun sebebi de kullanılan tazyikli suyun kaynağı. Su, şebeke suyu olsa bile araç yıkama servisinin bu suyu nasıl kullandığından emin olun. Bir depoda biriktirip mi kullanıyor, başka araçlar için kullandığı suyu damıtıp mı kullanıyor? Bulunduğunuz kentin şebeke suyu temiz mi, püskürtülen suyun içinde hava kabarcıkları var mı gibi konulardan emin olmadan aracınızı fırçasız yıkamaya teslim etmek pek akıllıca olmaz. Belki kirinden arınmış bir araç teslim alırsınız ama üzerindeki örümcek ağı gibi incecik çizikleri çok sonra fark edersiniz.
Yaz aylarında araç yıkatmanın ise özen gerektiren bir yönü var. O da suyun, araç yüzeyinden hızla buharlaşması! Bu durumda, özellikle yıkamada sert su kullanılıyorsa su hızla buharlaşacaktır ve bu da aracınızın boyasında mineral ve tortu bırakma riski var demektir. Belki size çizikler kadar önemli bir risk gibi görünmeyebilir ancak bu mineral ve tortular, boyada kalıcı su lekelerine yol açabilir. Dolayısıyla güneş altında araç yıkatmak her zaman yanlış bir tercihtir. Aracınızı yaz-kış demeden mutlaka güneşten uzak bir noktada, gölgede ve kapalı bir mekanda yıkatın. Hatta daha iyisi, aracınızı yıkatmak için bulutlu günleri tercih edin. Aracınızı günün hangi saatinde yıkatacağınız da önemli. Uzmanlara göre en ideal zaman şafaktan hemen sonra ve gün batımından hemen önce. Bunun da iki gerekçesi var: Hem doğrudan güneş ışığından kaçınmak hem de aracın iyi temizlenip temizlenmediğini net olarak görebilmek.
Kimyasallar uygun mu?
Araç yıkamada belki de en önemli ayrıntı, temizleme malzemelerinde kullanılan kimyasallar! Eğer aracınızı yıkattığınız yer merdiven altı üretilmiş, bileşimi, karışımı tam olarak belli olmayan temizleme malzemeleri kullanıyorsa oradan uzak durun. Çünkü şampuan aşamasından tutun pasta cilaya kadar hatta sadece camları silmek için kullanılan ve sürekli aracınızın bir köşesine püskürtülen o sıvılar aşındırıcı etkiye sahip olabilir. Evet, aracınızın üzerindeki kiri, pası, çamuru temizlemede harikalar yaratabilirler ancak çoğu temizleme malzemesi son derece güçlü hidroflorik asit içerir ve doğru şekilde seyreltilmediyse aracınızın camlarından farlarına kadar tüm cam yüzeyleri aşındırabilir. Ayrıca aracın jant, lastik ve cam temizliğinde bu iş için üretilmiş özel şampuanlar kullanılıyor mu dikkat edin.
Suyun basıncını kontrol edin
Basınçlı su ile yıkanan araçlar çoğumuzun tercihi ancak bunun standart bir işlem olduğunu hatırlatmak isteriz. Eğer aracınız biraz eskiyse üzerinde kapatılmamış, tamir edilmemiş çizikler, boyası dökülmüş yerler varsa, püskürtülen o basınçlı su mutlaka boya ile metal arasına sızacaktır. Bu da çizik, boyası dökülmüş vb. bölgenin hızla genişlemesi anlamına gelir. Ayrıca aracınızı yıkattığınız yerin ne ölçüde basınçlı su kullandığına da dikkat edin. Aşırı basınç her zaman aracın boyasına zarar verir. Aracınızı yıkatacağınız yer basınçlı su ile yıkama yapıyorsa, püskürtülen suyun basıncı kaç bar, onu da öğrenmeniz yararınıza olacaktır. Basınçlı su püskürten pompaların üzerinde basınç değeri olarak genellikle PSI birimine rastlarsınız. Bunun anlamı “pounds per square inch”, yani inç kareye pound cinsinden uygulanan kuvvettir. Ülkemizde oto yıkama hizmeti veren istasyonlarda kullanılan tazyikli suyun basıncı ise genellikle 2000-2200 PSI civarında oluyor, bu da ortalama 150 bardır. Oysa bunun 130 bar civarında yani 1900 PSI olması gerekir. Daha yüksek basınçla püskürtülen su aracın boyasına, plastik bazlı aksamına, lastiklerine zarar verir. Yalnız bu, düşük basınçla püskürtülen su iyidir anlamına gelmesin, o zaman da aracınız doğru dürüst temizlenmez.
Küçük ayrıntılar önemlidir
Artık otomobillerin çoğunda aracın tavanına gizlenmiş shark anten (köpek balığı anten, köpek balığı sırtı anten) bulunuyor. Aracınızın anteni açıktaysa yıkama sırasında anteniniz zarar görebilir. Ayrı şekilde ön cam silecekleri ile dikiz aynaları risk altındadır ve yüksek basınçlı su antene, ön cam sileceklerine ve özellikle yan dikiz aynalarına zarar verebilir. Çünkü aşırı basınç anteni kırabilir, sileceklerin lastiğini eğip ezebilir, aynaların ayarını bozup sağlıklı çalışmasını engelleyebilir.
İç temizliği siz üstlenin!
Oto yıkama hizmeti veren yere gidip anahtarı teslim ederken “iç dış yıkama” diyenler çoğunlukta. Dışı temizlenirken içi kirli kalsın istemiyoruz ancak şu da bir gerçek ki otomobillerin içi, dışından daha temiz tutulmalı. Bu sadece sizin, ailenizin hatta evcil hayvanınızın sağlığı için değil bir gün aracınızı satışa çıkarırsanız değerinin düşmemesi için de gerekli. Peki, iç temizlikte nelere dikkat etmemiz gerekiyor? Öncelikle şunu bilmemizde fayda var: Otomobillerin iç temizliği oto yıkama servislerinin değil asıl olarak bizim sorumluluğumuzda.
- Aracınızın döşemeleri deri ise iç temizliği bir rutine oturtmanız şart. Sadece temizlik de yetmez, bakımını da ihmal etmemeniz gerekir. Örneğin deri kaplama döşemelerin kuruma, çatlama riski vardır. Oysa yumuşak ve esnek kalması bu tür çatlamaları önler. Tabii bu iş için de doğru malzeme kullanmak gerekir.
- Aracın içini temizletirken kumaş olan tüm bölgelerin vakumla temizlenmesine dikkat edin. Bu işlem, tozun kaplamalarda yuvalanıp yer etmesini önler. İki haftada bir vakumlama idealdir ama bu işlem bir ayı geçmelidir.
- Araç içlerini yüzeyden vakumlamak yetmez. Gömülü kirin, tozun yüzeye çıkarılması için dövme aparatı olan makine ile süpürülmesini isteyin.
- Koltuklara kazara bir şey (kahve, meyve suyu, süt gibi) döküldüğü zaman ilk yapacağınız şey sıvının koltuğun döşemesine sızmasına engel olmak. Bunun için de her ne dökülürse dökülsün anında silin. Böylece iç yıkamada, leke çıkarmak için zaman kaybını da önlersiniz.
- Çocuğunuz, yaşlı anne-babanız, evcil hayvanınız vb. varsa aracınızın içini daha sık temizletin ancak kullanılan temizlik malzemelerinin yasal, denetimli, sağlıklı kimyasallar olmasına dikkat edin. Koltuğu yıkadıkları sıvı belki size zarar vermez ama çocuğunuza alerji yapabilir, solunum yollarını etkileyebilir. Bu risk, özellikle sıcak havalarda daha da yüksektir.
- Aracınızın vinil kaplama olan bölümleri zannettiğinizden daha hassastır çünkü zaten sıcak ve soğuktan etkilenen bu bölümler, bir de iç yıkama sırasında kullanılan yanlış temizlik malzemeleriyle yıpranır ve kırılgan hale gelir. Bu yüzeyleri siz mümkün olduğunca temiz tutmaya çalışın ve iç yıkamaya verdiğinizde de (mümkünse) sadece su ile ıslatılmış bezle silinmesini isteyin.
- Bizler, genellikle dikiz aynasına bir şeyler takmayı seviyoruz. Aracınıza iç temizlik yapılacağı zaman bu aksesuarları mutlaka çıkarın. Aynı şekilde araç içinde ses sistemi varsa temizlik öncesi uyarıda bulunmak, ses sisteminizin sağlıklı çalışması için önemlidir.
Erkekler berberlerini, kadınlar kuaförlerini nadiren değiştirir. Bunun en önemli nedeni de saçlarımızı teslim ettiğimiz ustaya olan güvenimizdir. Otomobilinizi teslim ettiğiniz yıkama servisini de böyle düşünün. Ustalığına, temizliğine, kullandığı kimyasalların sağlıklı olduğuna güvendiğiniz bir servis bulup aracınızı hep aynı yere temizletmenizde fayda var.
Editör: TE Bilisim